SERBEST YAZI

Türker Özşekerli  







ŞİMDİKİ ZAMAN BUDALALIKLARI


“Zaman neye benzer? Kendine. Kör çeşme misali.” Nasıl ifade edersek edelim, gündelik yaşantımız hızla akıp gidiyor. Zaman denilen “şey” önümüzden geçip giderken, arkasına tutunup peşine takılmadan edemiyoruz. Ondan haber alamadığımız anda, hızla internetimizin başına oturup sımsıkı yapışıyoruz yakasına. Hele ki kendine yeni bir anlam bulsun, onu elinden almanın bakıyoruz bir çaresine. Musluğu kapatmak lazım!

“Zaman neye benzer? Salıncağa. Hafifçe gelen ürperti misali.” Gerçekliğimize toslayarak hayatımıza girdi bu hergele. Beklesek, dursak kapının önünde biraz. Aralayıp baksak kendimize. Yüz yüze gelsek tanışacağız belki. Rüzgâra kapılmadan. Salıncağı sallayıp kendi ellerimizle. Ne güzel olur biraz üşüyüp tekrar gireriz belki evimize.


“Zaman neye benzer? Kahkahaya. Şimdi ile öncesi misali.” Hızlanıyoruz şimdi ve önceki anın kısa basamaklarında. Şimdiki zamanla bu kadar uğraşırken, geçmiş ve gelecek yaşantımızdan çalıyoruz. Her attığımız kahkaha başka bir acımızı örtüyor. Bu işleyiş bizi “Yaşayıp bir an önce ölmeye zorluyor”

“Zaman neye benzer? Çengele. Ruhu bedene tutturma misali” Asılı kalmışız anlamın, soldan sağa üç harfli çekmecesinde. Kimse bize sormuyor. Oynuyoruz bu oyunu hep birlikte.


“Zaman neye benzer? Perdeye. Yaşamın üstüne çekilen misali”.



dizin    üst    geri    ileri  

 



 21 

 SÜJE  /  Türker Özşekerli  /  yirmi altı  ocak iki bin on beş     8