ŞİİR

Çiğdem Baydar   





KARINCA DUASI


I

Birinci elementim çocukluğum idi
Yıldızlar geleceğimde raks ede dursun,
Güneş resmimizi çiziyordu gölgemize
Vakit o vakitler
Gölgemiz uslu, gölgemiz dürüst
Ruh zamandan uzun yaşıyordu,
Canlı kalmak istiyordu çiçek
Elinden gelebildiğince
Ölümsüz olma gayretinde
Geride kalsın dünya malı;
Çiçeğin neyi olur ki?

Mayhoş bir tadı var hayatın
Beni bir elma gibi
Isırınca anladım.

Koş ve kaç dedim kendime
Kendi kendini aşan
İnsan gövdesi yapıtların
Sloganı bu!

Sözcüklerin kristal avizesini
Parlatıp dursun
Sessizliğe itilmiş biri

Yürek, mantığın kronolojisine uymuyordu
Gizil güçleriyle düzenliyordu zamanı
Dibe batırarak ya da yüzeyde
Bırakarak anıları

Kendi hayatım içinde mahsur kalmıştım
Geçit yoktu, şans yoktu (Şans senin olanın senden
alınması mıdır?)
Elimi çiğ zevklere bulaştırmak istemeyecek kadar’dım, kararlıydım
Boyum gördüklerimden fazlaydı
Kirlenmeden akıp gitmek istiyordum,
Çekip gitti tanrı…

Buzulların suyunu mu taşır
Çölden geçen ırmaklar?

Sözcükler doldurmuştum ağzıma
Yeşiline düştüğüm vadiden geçerken
Zamanı gelince
Makineli tüfek gürültüsünden
Fena patlatacaktım
Siperde bekliyordum, bir başıma
Günahsız, duasız, capcanlı
Pus ve küle dönüşmek istiyordum
Külün altında beklerken ateş
Uykuya yatmıştı içimdeki su
Rüyalarım anadilinde konuşuyordu
Ben’imle, ben kimdim?
Yeis, keder içimde
Bir miktar ölü madde
Yoğuşturuyordu ele geçirmek için
İçimin denizini

Dünya kaosu karanlık bir kuşak gibi
Boydan boya sarınmış, nedir bu?
Su yalan söylemez, susadığıma göre
Su olmalıydı
Cümle kurmak isteyen ormana bakıyordum
Soluk almıyor şu meşum küre
Gizli yaşamlarını sürdürüyor habitat
Alelade ve pespaye günlük hayat
Bayat telaş…
Sevinçten payesiz gidişat
Liyakatsiz gün
Hal bu ki
Seni görünce kılık değiştiriyor yüreğim
Güm güm çalsın davullar
“Ares geliyor güveyden boylu”



II

Gül, göle küsmüş
Dağ yarılmış özleminden
Sokaklar tarihsiz ve saçma
Bir düello peşinde
Bilgi küfürdür burada, kafurulu söz
Kem gözler değmiş duvarlara
Dolanıyorum içimdeki yarığın etrafında
Ne yana düşsem hiç
Bir isim avuçlarımda imza
Adımlıyorum yağmuru, karanlık sulardan
Geçiyorum yağmurun ıssız ısrarından
Güneşin doğmayışından geçiyorum, gövermiş tarlalardan
Uçsuz bucaksızlığın yurdundan geçiyorum
Tanımadığım sokaklardan, lal olmuş gecelerden
İnce bir sızı sızıyor şarabıma
Şarabım şerbetli, şarabım kanlı bıçak,
Şarabım damarımda cümbüş!

Hepsi dönüp dolaşıp
Yuvarlanıyor uykuya
Uyku bizim ikinci filmimiz
Esas oğlan, esas kız
Esaslı hayat orda

Pus ve kül
Yanık ten kokusu
Hep burada.


11-24 Aralık 2015



dizin    üst    geri    ileri  

 

 



 13 

 SÜJE  /  Çiğdem Baydar  /  yirmi üç mart iki bin on altı  / 15