yüreğim atıyor
bu gök kubbenin altında nasıl da, pırpııır .
benden başkasının sanki hiç atmazmış gibi,
bir tuhaf duyumsama içindeyim, yalnız gecelerimin üstüne çöreklenen
kasvetli, şu maraza hâllerim,
yakamı bir türlü kurtaramadığım hafakanlar... kâbuslar,
nabızda iç bunaltıcı o ritmik vuruşlar, nasıl da uğultulu sesi var,
yankılı, içten içe ateşlenen köz gibi ,
üstelik ne ağustos böceği, ne korna sesi, ne de sarhoş narası var şimdi
dışarıda,
sus-pus olmuş koca bir alemdeyim sanki,
kımıldamadan öylece, yakınlığına rağmen bunca uzak kalabilen,
korkarak içine sığındığı kozada,
bir başına pupaya yattığını sanan, kim varsa, ve her ne olmuşsa böyle
alçak bir böcek, ipeksi yalıtılmışlığıyla dilerim çürüyüp gider iyice,
varsın yıldızlar kalsın bana, ışıl ışıl parlasın gecelerime,
ben yine sayıyor olayım onları, ve her birine böyle tek tek isimler
bulayım,
gecenin kuşları ağaç sanıp konsunlar kollarıma .