ŞİİR

Şoreş Haki  







HALLER


1.
yaşadığımın göstergesi 180
her seferinde bir duvar buluyordum
bir şaman gibi dolaşıyordum kalabalıkları
iyileşmiyordu kabile
esniyordu öğle
düştüm en dibine kalbindeki kuyunun

biliyordum
aslında sen yoktun
ben/de gidiyordum

2.
ay ışığı içip sızdı gece
elleri ellerinde
elleri alnında bir yazgı
yağmura kurumuş toprak
hiçbir şey yapmayan hiçlik
yürek atışı
nefes alma bilgisi
mevsimin arifi
kanın kara tarifi
herkesim ve hiç kimseyim şimdi

tekrarlarla hipnotize eden yaşam telkinlerle tutar ya iplerimizi

geleye dönen zarların utancında
kırık
bir düş
mars
zamanın karşısında bir gülüş

sağrısında f tipi maktuller taşıyan umut
şehirler suskunluklar martılar
sonraya alabora savruluşlar
geldiğinde gittiğin zamanlar
gözaltlarının alıştığı zamansızlıklar
mutluluğun Budist sonsuzluğu
acının kamçısında köle sırtlar
sudan'da tecavüze uğruyordu insanlığım

yıkamıyordu kentin yağmurları elini yüzünü coşkuların
merhaba, dedim
boyayalım ağabey, dedi çocuk
boyayalım

3.
kefenin beyazını heceliyor gün
ruhum ağır işitiyor artık
gülümsüyorum
bilmenin küsuratı amerikan aptalı oyunlar
hayatın muhasebesinde olunmalar
kapıduvar pencereli manzaralar
ağlasa yağmur
ağlasa yeşil ama somurtuyor şehir

farkındalığın ayrılıklar yarattığı aynalar
kırık dökük ruhlar giyinen masallar
hüznün yırtık haritasını çiziyor

ben sadece gülümsüyorum
bozuk param yok
Allah razı olsunlar geçiyorum

4.
kalbimin sina dağında yağmur oluyor sarılsam bulutlar
sözcüklere esir erdemler aksak ritimlerle dağılıyor geceye
ölülerim gözlerimdeki nemli haritaları soruyorlar
kaybetmenin yol üstü sohbetlerinde
parasızlığı
ekmek kavgasını
sevdayı
ben sustukça üstüme geceyi giydiriyorlar

5.
ezan okunuyor saatlerindeyim sevginin
matemsiz soluklanmalar geçidinde
tarihsel birer dipnot söylemler
nefret kontrol dışı çocuk kırgın düşlerin doğurduğu
ömür boyu yitirilenlerin istemsiz istençlere gece ziyaretleri
bedenin psikoloji dengeleme merkezi
ağrı kesici yüksek doz sevişme halleri
bedenim hareketsiz özgürlük direnci
ipsiz çerçevesiz bir tür uyku vakti
şimdi
uyanılan uykular sokaklarım
sen sanmaların dar ağacına
adını yokluğunla kazıdım

6.
boyalı gezmeler
görsel aktiviteler
şeytan tanrının mazereti
düşünceler sarhoşluğun ihtiyaç dahili
ölümlü olmaların yaşam bilinci antikapitalist bir meta hali
kovulup her şeyden
aşkta sabahlamalar cennet cehennem arası bir vivaldi
içe almanın kadın
içe girmenin erkek retoriği

7.
kargalara böceklere ağaç gölgelerine
bitip gitmelerin acıdan mührüyle bir tokat gibi esiyordu rüzgar
varoluşun felsefesine inat yalnız kalmak istiyordum
bir tanrı gibi
aşktan ve sevgiden emekliliğe ayrılmış ihtiyar ruhum beynimde biriken anılar kadar kirliydi
bildiği gibi yaşayan
bildiği gibi düşünen insanlardan artakalmıştım

üşüyordu içimdeki suretler
tenime değen tenler
şiddetin morarmış halinin şokunda bilincime uğruyordu gerçekler
paramparça umutları toparlıyordum
geceydi
gece adın gibi ezberimdi

8.
Mevlana'nın Şemsi yitirdiği yerde
düşüncelerden dualara ağladım
yazınca geçmedi
yaz geçmedi

varacağımız yere vardık
sonrası yok nedenlerde kelam
uyandır beni sevgilim
uyandır
uyan

9.
düşünmeye fırsatı olmayan anlar fiyakalı incelikler içerken
sıcak panoramik haller almıştı insanlar
adım başı
adam başı kaç sözcük düştü bilmiyorum
küfretmenin erdemine ulaşırken onurlu insanlar kadar soyundum
yoktun
yokluğun düş kadardı

içimdeki tanrıyı ikna etmeye çalışıyordum
o yoksulluğun her şeyi değerli kılan tanrısını
neye dua ettiğini bilmeyen insanlar gibi
Bach'ın kaybettiği karısı için bestelediği şarkılar
ve bir çift güvercin yuva yapmıştı yokluğuna

biliyordum
aslında ben yoktum
sen/de gidiyordun

-2004, 2014
İstanbul, Eskişehir, Diyarbakır



dizin    üst    geri    ileri  

 



  6  

 SÜJE  /  Şoreş Haki  /  yirmi yedi kasım iki bin on dört     7