Ben, ırak bir memlekette ürkek bir çınar fidanının büyüdüğü gibi
büyüyordum
Dalımda kül rengi serçeler.
Kimliksizdi kara suratım, veyahut birçok kimlik. Bütün yıkıntılarda kuru
bir daldım kimi
Hanımefendiler, beyefendiler;
Ben, uzak çınar fidanı
Dalımda ıslak, dalgın serçeler
Gözlerini toprağa gömüyorlar. Çırılçıplağım, utanıyorum
Milyonlarca ellerimle söküyorum gözlerini topraktan
Gözlerinde kül rengi bulutlar
Kanatları kül rengi ağıt...
Işıkları çalıyor heyulalar
Zulmedilmiş bilgeler doluşuyor yüreğime
Tutunuyor gökyüzüme en korkunç uzak
Hanımefendiler ve beyefendiler;
Ya serçelerim,
Yapraklarıma sızan hüzün mü onlar,
Gömülüşü toprağın en derinine gözleri