top of page

Camilo Fernández Cozman

Carlos Oquendo de Amat ve Modernizm


                         George Lakoff  ‘Yaşadığımız Metaforlar’  kitabında kısmen şunu söylüyor; gerçek dünyayı biçimlendirirken oluşturduğumuz kavramlar büyük oranda birer vezin ve mecazdır. Kesin olan şu ki günlük aktivitelerimizi yönlendiren metaforlarla düşünüp, hareket ederiz.  Söz gelimi    « fikirler binadır » bizi tasarımlamaya zorlayan bir metafordur, tuğlaların birbiriyle uyumu ve yapının sağlamlığı da buradan gelir. Bu sebeple düşüncelerimizin sağlamlığı hakkında konuşuyor ya da şunu soruyoruz : «Söylediklerinin temeli nedir?»

                    Ancak benzeşimin ve sonsuz metaforların sınırlarında gezinen şairler algılayabilir dünyanın gizemini. Tasavvur etme(bilim) ve tutkunun (örneğin; sanat) birbirinden ayrı olduğunu düşünmek büyük bir hatadır. Bilim insanı metaforlar kullanır; sanatçı ise eserini entelektüel bir titizlikle ortaya çıkarır.

                   Carlos Oquendo de Amat çok kabiliyetli bir mecaz yaratıcısıydı. 1927’de yayımlanan ‘5 Metrelik Şiir’ isimli kitabı Peru Edebiyatında kilometre taşı niteliğindeydi, ülke özelinde söylenebilir ki avangart şiirin tam manasıyla dönüm noktasıydı. Avangardı kendisini Birinci Dünya Savaşı’ndan önce takdim eden bir akım olarak biliyoruz. En temel özellikleri: söylemsel eşzamanlılık ve çeşitli şemaların eklemlenmesinde seslerin metinsel orkestrasyonudur; Mesela Apollinaire'in kaligramında apaçık görülen sinematografik çağrışımların kurgulanışına yönelik tercih kelimelerin düzenlenip nesnenin şeklini çizmesidir(örneğin bir güvercin) ; rasyonalitemize âdeta meydan okuyan öngörülemeyen bağlantılarla örülü görüntülerin apansız bir araya getirilmesi, tıpkı kesilip duran bir konuşma yahut rüya gibi. Avangart şiir, parçaları okur tarafından birleştirilmesi gereken bir tür yapboz olduğundan, söylemin dağıtılması; gösteriyi-temsili belirli bir ölçüde ortadan kaldıran estetik-biçimsel bir tavırdır. Çünkü her bir kelime şiirin gerçek kahramanıdır; o modern edebiyatın baskın özelliği olan eleştiriyi işaret edercesine sanatın özeleştirisi ve modern rasyonalitenin oyunbaz sorgulayıcısıdır, çünkü oyunun güçlü bir bilgi vasıtası olduğunun ayrımındadır.

               Peru'daki avangart şiir, kendisini 1920'lerde düşüşe geçen modernizmin ve bilgiyi doğa bilimlerinin yöntemleriyle elde etmeye çalışan pozitivizmin eleştirisini yapan bir pozisyona konuşlandırıyordu. Yerel unsurların çeşitli sanatlarla görünürleştiği bir bağlamda ortaya çıktı ve kitaplar aracılığıyla ulus kimliğin sistematik bir yansıması şeklinde hayat buldu, tıpkı José Carlos Mariátegui’nin ‘Peru Gerçekliği Üzerine 7 Değerlendirme Denemesi ’ kitabında olduğu gibi.

 

Yapısal Bakımdan 5 Metrelik Şiir  Kitabı


                 5 Metrelik Şiir kitabı ‘‘akordeon körüğü biçiminde tasarlanmıştır, şekil itibarıyla üst üste katlanıp ciltlenmiş kartpostallara benzer. Geniş bir form verilmiş bu sayfa yapısı semantik açıdan çokluk durumu sağlar(bu ilk sebeptir) : yaklaşık 5 metre uzunluğundadır ve tüm bu uzantı şiirsel bir yazı türüne destek vazifesi görür.’’ Başka bir deyişle uzun ve geniş bir kâğıt şeridi şeklindeki kitap okuyucuya beş metreyi tasvir etmek istiyor. Onun bu özgün formu şiir kitabıyla aramızda kuvvetli bir bağ kurulmasına yardımcı olurken, şiirlerin yarattığı anlam bilimsel evren Oquendo de Amat'ın modernist tavrının en önemli özelliklerinden biri hiç kuşkusuz: Poetik yapısı fazlasıyla diyalojik olan, orkestrasyonunu şairin yaptığı ve tematik yönlendirmelerde bulunduğu bu kitapla, baştan sona yeni anlamlar inşa etmesi istenen, kendini yenileyebilen bir okuyucu kitlesi arzu ediliyor. Sonuç olarak şiirsel biçim yalnızca bir süs değil daha ziyade anlamın inşasına katkıda bulunmak üzerinedir. Bu estetik tercih Oquendo’yu modernist şiirden uzak tutar, o şiirin mekânsal boyutunu etraflıca ele almaz. ‘5 metre’ dilin kişi üzerindeki rolüne dair düşünmemizi sağlar. Gelgelelim o pozitivist paradigmanın kritiği bağlamında dil ve öznellik arasındaki ilişkiyi sorunsallaştırmamıştır.

 

Modern Kentlerde Birey


                 Onun şiirinin en belirgin özelliklerinden biri modern kent hayatında bireye biçilen roldür, bu onun şiirine mahsus değildir elbette, Charles Baudelaire ve Arthur Rimbaud’un eserlerinde bu durumun öncüllerini görmek mümkündür. Baudelaire için kent (bilhassa Paris) yararcı rasyonalite aracılığıyla insanın insanlıktan çıkarılması demekti. Rimbaud içinse şehir sözüm ona demokrasi adına öznenin eleştirel yanının imha edildiği bir yerdi.               

Octavio Paz’a göre modernizmin en karakteristik özelliği sonu gelmez bir değişim dinamiğine sahip olmasıdır. Bu sebepledir ki ilerleme nosyonu modernizmde bireyler üstü bir nüans ve tarihsel bir boyut kazanır. Modern birey gelişim için eleştirinin gücüne başvurur. Paz’a göre modern sanat eleştirel bir sanattır: geleneğin insafsızca eleştirisini yapar, bu durum aynı zamanda öz eleştirinin dışavurumudur.

              5 Metrelik Şiir’de şairin ironik bir biçim verdiği modernite tasavvurunu görebilirsiniz, ona göre modern şehirde özneler arasındaki alışverişi basit bir ilişkiye indirgeyen bir ölçeklendirme egemenliği hüküm sürer. Maddelerin tamamı bir fiyatı olduğu için değerlidir, Oquendo bu görüşü bir camekânın arkasından alaycı bir bakışla reddeder.

 

                           Ay bugün alışverişe çıktı                               

                                                         Tramvayda                                                         bir turist gibi                                                         şehri okuyor güneş 

                                                         köşe başları                                                         zayıflatıyor gelip geçenleri   

                                                         ve rüzgâr ıkınarak itiyor                                                         kiralık otomobilleri     

 

                 Şair böylelikle oyunbaz bakış açısına duyulan ihtiyaca dikkat çeker:  ay, arz ve talep dinamiklerinin arasına yerleşir, lakin toplumun gerilimini ortadan kaldıran oyunun temelinde tüketim vardır. Doğanın katılımını sağlayarak iş ilişkilerini hümanizme yaklaştırma amacındadır ve Oquendo’nun dizelerinin en ilginç özelliklerinden biri de burada saklıdır. 5 Metrelik Şiir bireyin modernite karşısında eleştirel bir tavra sahip olmasını vurgular ve bu bağlamda kapitalist dünyanın dayattığı yabancılaşmayı reddeder.

 

Görsel Kültür

 

              Kitabın sayfalarının birinde ‘’10 dakika perde arası’’ yazısını görürsünüz. Bu görsel kültürle ilgilidir: Modernitede nesneler özne tarafından görselleştirildikleri ölçüde değer kazanırlar. Fransız sembolizminin büyük şairi Stéphane Mallarmé'yi hatırlayalım, o kelimeleri nota perdesinin üzerindeki notalar gibi sıralamıştı. Bir zar atımı neticesi rastgele dağıtılmış gibi gözüken bu kelimeler asla tesadüfi bir biçimde dizilmemişlerdi. Oqendo da kelimelerini konumlandırırken yeni bir dilin inşası bağlamında sinema estetiğini referans almıştır.

 

                Kitabın hemen hemen her sayfası bir beyaz perde gibidir ve oradaki mesajların halk tarafından görülmesi amaçlanmıştır; dahası kurgulanmış şiirlerin okunması bir film izleme etkinliği olarak algılanır ve bu sebeple ‘PERDE ARASI’ ile 5 Metrelik Şiir’in okuma eyleminde bir ara verilmesi gerektiğinin altı çizilir. Şiir sinemayla bir etkileşim kurar ve söylemiyle kapısını plastik sanatlara aralar, çünkü 5 Metrelik Şiir’deki sözcükler pek çok durumda ressamın figürlerini bir tuval üzerinde resmettiği biçimde düzenlenmiştirler.  Örneğin :                                                                                                           r                                                          e                                                        l                                                          m                                                ü   p                                          b         a                                    l      r                               a       f                            r         ü                       ı           m                 l              l              ı                e        ç                   r  a                 

Bu dize yeniden inşa etme yeteneğine sahip okuyucuya yöneliktir, şeklin düzenlenişi ve metnin anlamlandırılışı arasındaki ilişki dışsaldır. Bu tarzın avangart şair Guillaume Apollinaire'in kaligramıyla güçlü bir bağı vardır. Bilhassa metnin betimlediği figürü uzamsal olarak çizen bir söyleyiştir bu.                        Tüm bunlar bize şunu düşündürür: modernitede heterojen söylemler arasında bir kavşak bulunur, şiir müzikle, resimle, sinemayla kaynaşır. Şair bir şiir yazdığında kendisince bir film yapar, bir yönetmen benzeri şekilde ifadesini, ortaya koyduğu eseri şiirsel imgelerle doldurur. Başka bir deyişle bu noktada modernite gibi sofistike bir fenomeni açıklamak için çeşitli sanatsal ifade araçlarını ve pratikleri bir araya getiren bütünsel bir sanat fikri ortaya çıkıyor gibi görünüyor.

 

Modernizm Tasarısının İnsanileşmesi

 

                  Oquendo’nun ‘‘dolduruyoruz cüzdanımızı yıldızlarla / hatta kimileri var çek imzalıyor cennetten’’ dizelerinde son derece çarpıcı bir şekilde ifade ettiği gibi iki semantik alanın işlevselliği aracılığıyla modernite tasarısının nasıl insanileştiğini bir kez daha görüyoruz: Ekonomi – Doğa, peki bu iki alandan hangisi galip gelecek? Bu durum modern dünyanın en temel problemlerinden biridir. Ne yazık ki özgürlük, eşitlik ve kardeşlik adına insanın tedarik edilişi tamamen kurumsallaşmıştır. Oquendo’ya göre baskın alan ya da diğer bir deyişle galip gelen şüphesiz doğa olmalıdır.

                 Oquendo, tabiat ile modern insanın deneyimlerini ticari ilişkilerin insanileşmesi bağlamında eğlenceli bir biçimde ele alır. ‘‘Ay bugün alışverişe çıktı’’ ya da ‘‘Tramvayda/bir turist gibi/şehri okuyor güneş’’  burada mesele Oquendo’nun şiirini harfi harfine incelemek değil metaforların dünyanın örgütlenme tarzlarını nasıl oluştuğunu anlayabilmektir. Ona göre insan tek başına bir süje değil başkalarıyla ve insanlaşmış tabiatla diyalog kuran bir öznedir.

 

Sonuç Olarak


                       Mario Vargas Llosa 1967 yılında Uluslararası Romulo Gallegos Ödülünü alırken Edebiyat Ateştir başlıklı bir konuşma yapıyor ve Oquendo de Amat’tan resmi toplumun evcilleştirme çabasına boyun eğmeyen asi bir sanatçı olarak övgüyle söz ediyordu. Edebiyat ateştir çünkü bitmeyen isyan anlamına gelir ve topluma yalnızca iki seçenek kalır: Sanatçının sesini susturmak yahut onun bitmek bilmeyen eleştirisine razı olmak.

                     5 Metrelik Şiir deneysel nitelikleriyle yirmili yıllarda şiirsel dilin modernleşmesini mümkün kılan, çığır açan bir kitaptı. Ekspresyonist César Vallejo’nun aksine Oquendo şiirinde mecazlara ve parçalanmaya verdiği ağırlıktan ötürü Ultraizme daha yakındı. Şair Martín Adán bir anti sone formüle ettiğinde(klasik biçim ve avangart görüntülerin alışılmadık bir biçimde bağdaştırılması) Oquendo hali hazırda bir serbest şiir tutkunuydu. Sürrealist César Moro otomatik yazı tavrının tadını çıkarırken Oquendo boş beyaz sayfanın tipografisiyle zanaatkârca bir tavırla çok daha fazla sentez arayışındaydı. Ve diyebiliriz ki bu ve birçok başka sebepten dolayı 5 Metrelik Şiir’i tekrar zevkle okumak ve Homo Ludens(Oyuncu İnsan)’in hala aramızda yaşadığını kabul etmekten başka çaremiz kalmadı.

 

                                                                                                     Camilo Rubén Fernández Cozman

                                                                                               Şair, Akademisyen, Eleştirmen ve Çevirmen


ree


 
 
 

Yorumlar


bottom of page