|
|
|
İÇİMDEKİ SÖĞÜTÜ BÜYÜT
Belini bükemediğim her şeye inanç dedim. İnanmaya sevgiyi bulayıp,
gerçeklik yağında kızarttım. İnancımı yamalı bir döşeğe yatırdım.
Rahatsız, sert, sırtıma batan bu döşeğe gerçeğim dedim. Sürdürmeye mahkum
olduğum. Mananın mazrufta var olduğunun idrakına eriştim, topuklarım
henüz pembeye çalarken. Çöp kutusunda buruşmuş faturalar, red mektupları,
birkaç pul... Pullar ıslak. Bir tükürük nasıl parlar bilirim, çöp
yığınını seyre dalarken gözlerimi rendelemesine karşı koymadım. Dilimin
omurgasını çatlatıp tek tek dökülsün isterdim adın ama biliyorum yerimi.
Neydi yerim? Kaybettiğimi kabul etmemin size ne kazandırdığı pek mühim
değil. Beni itelemek için duvar kadar soğuk şu ellerinizdeki nasırlara
değdi mi? Zaman eğilip bükülürken ben bir kaşığım diyemedim. Zaruri olan
her ne varsa aldım yanıma terk ederken iskemlemi. Eller açıldı, eller
kapandı. En samimiyetsiz dilekler hep sesli dillendirildi ıslak
ağızlarda. Ben en çok ağız kenarlarına inandım. Güzel susan insanlar.
Zaten hep susardı güzel insanlar. Ben en güzel yanımı öldürürken bu mıh
gibi çakıldığım iskemlemde en çok ona inandım. Yamalı döşeğime. Fena
inandım, insan aşılması gereken bir yoldur.
|
24
|