ŞİİR

Tan Doğan  







boşluk


karışsa da göğün aklı ‘su’yun karışmaz ––––kurur
boşluğun gururu derin
huzur bul(a)maz ‘zaman’
gölgesini öpebilen bahtiyâr
soğuk ve soluk ––tarih ve tâlih
kapıyı (s)is aralar -anahtar hamur-
güneş’in gülüşü ekşi
vurdukça vuruyor yüzüme kalp
ân içinde yalnızız
gün’ün sevinci yok
it ay’a ay tay’a tay dağ’a âşık [oğlak uçuruma]
diken de kanar
mor kuş kış
örselenmiş kök
dal eğri dal kırık dal kopuk
lâl olsa da rüzgâr anlatır
yaprak düşte düşmez yere
dilim buruk
dün-izi yarın’a gam
insan hâlâ ham
yokluk gönül işidir
kuyu’nun korkusudur koku seli
delik-deşik olmuş ipte intihâr külü
kaç kez ölür çıkık çıkrık döndükçe
toz olayım toz olayım rüyadan
ruh sızısı dünya’ya ‘mavi’
yeşil yavaş siyâh hızlı acıtır
sizin de sevdiğiniz ölecek
kâinatın nabzı alçak
hakîkati yalan yönetir
ten uzağa ter ten’e soyunur
‘serüven’i çağıran da kim
tan vakti çölgöl bitimsiz hüzün
bir dilenir bir dinlenir bin dillenir melekler
sızlanmaz sağır tanrı’ya şeytan
her can çürüğünü yalıyor
kir ‘ilk gün’den
el ‘masal’dan mürekkep
kâğıt ağır kâğıt ağrı dedim mi
kötülüğü kader saymayın



 



 23 

 

dizin    üst    geri    ileri