ŞİİR

Berivan Kaya  





 

Konuşmalar  - I


Gövdeden Gövdeye...


Yok ama kapıyı aralamak yok size
Bilekten bile tenimi değdirmek yok

Sahi eskiydim terliydim beğenmezdim dijital hızınızı
kasırga olsa ardınızda, yetişemezdi o da doğru...

öfkeleniyorum, taş atıyorum bıraktığınız buluta
görünmez soluklara ve siyaha taş atıyorum.
yakalanıp keşke bir mevsime, görseydiniz bir günümü!
yok ama tozunuz bile öyle miskin!

Çırpınan balıklara benzetiyorum bazen sizi ağlarda
onlar denizden çıkınca ölür
üflesem dışarı, siz de ölürsünüz işin tuhafı

Sarsanız beni
terli bir neşeyim
kederli evlerden dolanıp geldim

biz umut edenler uzaydan neye benzeriz ki..
denizlere mi...
sıradağlara mı...
ya da bir galon benzin olabiliriz mavi kürede, cana sıkışmış…
yok ama tahmin bile edemiyoruz karanlık maddeyi
tepeleme üstümüzde külleriniz yoğun öyle yoğun!

Yani yaşam var dedikçe biz
utanıyorsunuz bizden oidipus kompleksli bir çocuk gibi...
parladıkça külün imkanı... okuyun o halde dip notlarımızı...

bundandır zifir yorgunluklar hep ateşe doğru

köklerine neden ayrılmış onlar
saplarına ayırmışlarken onları

buhurlarında ise hep aynı köz
iç içe yığıldığıydılar çünkü
doldurdukça ambarları yine aç!


Bilir bilmez bu ayrılığın gövdesi oldum.

terliydim, denenmiştim,
yıkmak yetmiyormuş şehirleri anladım
aşksız çağların aldatılanıyım ben
sönmeyi ve inşayı anladım..

buğunun imkanı, sen konuş!
burada bir yerlerde su da birikiyor olmalı..


Bilir bilmez bu taşkının da gövdesi oldum.

Sardıkça gövdemi
güzelleştiren ateş konuş...





 10 

 

dizin    üst    geri    ileri