SOĞUK FELSEFE


I

Kaç seyir geçti
tuz içtiğim
sus dediğin
her deniz ortası
yenişememiş bağlaşık bedenimizden
Ve az önce
tekrardan sıkıldığını söyledin
Evet, evet!
Yerken tıka basa üçüncü karides kalbini
Islık çaldın keyfekeder. dudaklarımsız!


II

Arardım durdum farkın muhteşem uyumunu. kendimi soydum
denizin ışıyan tek çukurunu buldum.
Hesabını yapmazdım hiç, karanlıktan inen kavruk suların
İçimde kuruyuşun
hep susayarak kendine
ve yavaş yavaş duruluşun suskuda
Ölüm uzakta çalışınca arzudan aşındırmış
hararetini,
Yoğunlaşmış kavram tuzakları hatırına
kurmuş hiçliği
Ve az önce
"böyle buyurdu" cahil felsefesi
Evet, evet!
Yediveren bedenim ölü
çünkü sen bir gömlek giyiyorsun
tinden örülmüş. “dipdiri"


III

Alaboradır tutkular açıkta, sandalı cellâtlar yüzdürür
Varımız şenliklere ucuzlatılır
Gizlediğimiz gibi
etraf yığma hazlar şöleni
bir sana bir bana
ağzımızda çıtır bıldırcın ölü
Ve az önce
sarılışın bir gereksizlik olduğunu söyledin
Evet, evet !
Batarken derinime. dizginsiz bir gül gibi...
Kalbim!..
Sen bir siyahlıktın yediverenimde,
çoğu beyazlık renklerime gıpta
ve küskünü çizerliğin, kendimi sana…

Olsun!
Yine mercan titreyişi dip
ah ipiltilerim!
Balıkların ölü gözleri uç veriyor
ah memelerim!
Sınırında değil eşiğinde sıçramalı tözlerim
Uçuk kaçık köpüklerim…
Ağrım! sen nesin
Kimsin
İdamlık bir sevinç bile değilsin!
Keşke şimdi,
en derinimde. gül avuntusu
Keşke
en kalabalığımda. göğün suyuna düşen

**
/Mevsimine cemre düşürdüğüm sevdiğim
n’olur aklını tek vuruşta öldür
Yaşamalıysam ben
sudaki sevince doyup/