kendine sarılıp dans et diye bu yağmur
bu bora bu fırtına ruhundaki karanlık dağılsın diye
bir fincana doldur da geç pencere kenarına diye çay
rüzgarlar saçların savrulsun diye
en yüksek yerine çekiyorum adının sancağını
bir o işe yarıyor zaten
egomun en yüksek yeri
bir gözlerine bakmaya gözlerim
savruk bir dileyiş belki de bu
kendinle çok konuşma diye
senle konuşur gibi yapmak belki de
noktasını şaşırdığım bir cümlenin
sende biten tınısı.
denizler dalgalı, dağlar karlı, ormanlar ıslak
birileri şimdi en sırılsıklam halinde dünyanın
birileri en aç halinde, birileri en özlemiş halinde
sana susmak özlemenin alfabesi aslında.