7
ayrı evlerde dilimlenmiş ayrı gövdeler
ok gibi yükseliyor hasret
kafesler geçiyor yüzyılın içinden
hükmünü vermiş patikalar
yollar insanlara bağlı
8
kitlesel davetler acının rötuşu
klavye azaları iş başında
yalancı kalabalık
büyüdükçe küçülüyor alanda(gözümde)
çamur yapışıyor üstümüze en eski uygarlık
konumuz hayatin dağılan çağlarından ibaret
9
toprakta çürüyen renkler çıkacak
baharda doğacak kuşlarla
gittikçe katlanan düğüm başlıyor
kaskatı kesilmiş gözlerin derinliğinde
mantığına düşenlerin çığlığı duyulmuyor
sustukça konuşan gövdem
hangi ruhun filizi oluyor içimde
10
kuyuların sesi çalınmış sulardan
kimseyi köze atmadım
sönen ateşin kütlesiyim karanlıkta
her sabah yeniden doğarken ölüm
kalabalıktan uzaklaştıkça yalnızlık ne renk