ŞİİR

Metin Fındıkçı   







Gece Belirtisi


Şehrin taş beşiğinde sallanan güneş vardı
Taş sokaklar arasından görünen gökyüzüne yastık olan ay vardı
Bu sokaklarda insanı ve alfabeyi ateşe veren kutsal kitabın harfleri vardı
Dini bütün müfredatla büyüyen çocuklar vardı
Yaralı bir hayvana özenen nesiller vardı
Bir de afişin önünde koca hafta göreceği filmi düşleyen bir çocuk vardı

Bütün bunları
Gülün alfabesinden öğrendim
Mahzene şarabın kandiliyle nasıl inildiğini öğreten/

Ölü bir güvercin ödül olmaz verimsiz toprağa diyen adamlar vardı
Güneşte son nefesini veren karın taşıdığı kış belirtisi vardı
Ağaç yaprakları arasındaki uğultuyu dinleyen ağustos böcekleri vardı
Toprağın süslendiği yağmurdan ayna vardı
Düğmelerini açan ovanın dolu memelerinin yatağından bahar vardı
Bir de çocuğun önünde karlı sokakta oynayan güneşle gölge vardı

Bütün bunları
Gülün alfabesinden öğrendim
Mahzene şarabın kandiliyle nasıl inildiğini öğreten/

Kadın kış giysilerini katladı ilkyaz kapısında kilidi vardı
Yaz geceleri yıldızların şenliğinde ateşi izleyen kelebekler vardı
Otlar bedenin izini taşıdığı gece geçim derdi olan adamlar vardı
Açık gizli usta çırak işkencecilerin kadim meslekleri vardı
Katettiği mesafelerde insanın vahşetinden ürperten demir kapı vardı
Kirli ve kadim tarihin yer almadığı beyaz sayfalar vardı
Bir de siyah gömlek giydiğinde bir çocuk küllerinden doğan denizler vardı

Bütün bunları
Gülün alfabesinden öğrendim
Mahzene şarabın kandiliyle nasıl inildiğini öğreten/

Görünmeyen bir tanrı gibi meçhul ölümü konuşan sokaklar vardı
Bedenlerde oluşan yara narın inadıyla yılmayan kan vardı
Ağaçlar yapraklarından soyununca tutulan dallarında diken acısı vardı
Sürmeyle yazılan dövmeyle mühürlenen hızmayla süslenen kadın vardı
Bir de gecenin tüyü yorgun düşünce bir çocuk sabah evde aynı yatakta güneş vardı

Bütün bunları
Gülün alfabesinden öğrendim
Mahzene şarabın kandiliyle nasıl inildiğini öğreten/

Kardelen desenli mavi gömleği giyinen nida içinde bulutlar vardı
Bulutları coğrafya defterine çizen külrengi kalemler vardı
Meçhul ölümlerin ihanete uğramış bedenler zamanın sayfalarında vardı
Akan kanın çocuk tarihini gelecekten gizleyen matbaa kokulu kitaplar vardı
Bir de herkes kendisi gibi düşünsün isteyen niteliksiz muktedir adamlar vardı

Bütün bunları
Gülün alfabesinden öğrendim
Mahzene şarabın kandiliyle nasıl inildiğini öğreten/


dizin    üst    geri    ileri  

 



  7  

 SÜJE  /  Metin Fındıkçı  /  yirmi altı ocak iki bin on altı     14