ÖYKÜ

Hürriyet Bağcı   







İKİ YOKSUL


Ulus’ta yoksulluk parlak neon lambalarının aydınlattığı bir tiyatro sahnesi gibiydi: Başrollerde yoksulluk ve acı.

Korkunç beyaz ışıklarla aydınlatılmış büfenin etrafı Loto oynayan adamlarla dolu. Koca gövdeleriyle eğilmişler büfenin yanlarındaki çıkıntıya, sessizce, bütün o Ulus’un karmaşasını hiç duymuyormuş gibi, denizin altındaymış gibi, Loto kuponlarını dolduruyorlar. Bir kısmı da yılbaşı çekilişi için bilet alıyor. Kara paltolu adamların son çareleriymiş gibi bir halleri var.

Onları görünce, yanaşamadı o büfeye. Telefon etmek için yukarıdaki büfeye doğru yürüdü.

Ulus’ta Gima’nın önünde; ucuz giysi satan, ön cephesi olmayan dükkanların tezgahtarları bağırıyor ‘gel vatandaş gel’ Simitçinin camekanlı arabasında kocaman mavi bir karton sallanıyor ‘3 Adet 1 Lira’. Kara kara giyimli, yoksul mu yoksul adamların kadınların aceleyle gidip geldiği bir saatti, iş çıkışı saati. Korsan DVD Film satıcısının önü de her zamanki gibi, satıcı mı alıcı mı olduğu anlaşılmayan oğlanlarla dolu; yerinde duramayan, elleri ceplerinde zıplayan, saçlar o biçim dikili. Küçücük tezgahta erotik filmler dizili yan yana.

Büfeye yaklaştı, yükseğe kurulmuş büfedeki adamlar dikkatle baktı ona. Sanki, 'yeni biri mi düşmüş' diyorlardı bakışlarıyla. Sadece telefon etmek için geldiğini anlasınlar diye bağırdı  tuhaf bir şekilde onu süzen bu üç adama; ‘telefon edecektim de...’ Başıyla telefonu işaret etti genç olanı. Sonra düşündü, her gelen kadına fahişe gibi bakıyorlar, iş çıkışı saati olmasına rağmen çok kadın yok… Sokaklarda kadınlar azalmış.

Telefon ettikten sonra ana caddeye yöneldi.

Köşede ünlü bir markanın mağazası vardı. Vitrininin önünden geçerken, bütün o yoksulluğun ve sefaletin verdiği acıyı arkasında bıraktı birden, kadife pantolon bakmak istedi kendisi için. Sanki hiç bir şey hissetmemiş gibi hemen girip de ışıltılı mağazaya, o güzel güzel giysilere bakmaya utandı sonra. İlgisizce geçip mağazanın önünden durağa doğru yöneldi.

Durakta iki yoksul, biri kadın biri erkek, birbirlerine iyi akşamlar dediler. Kat kat giyinmiş, saçlarının her teline inşaat tozu yapışmıştı erkeğin.

Kadın şaşırdı iki yoksulun birbirlerine iyi akşamlar dilemelerine.

Güldü sevinçle.



dizin    üst    geri    ileri  

 



 26 

 SÜJE  /  Hürriyet Bağcı  /  yirmi altı ocak iki bin on altı     14