ÖYKÜ

Naim Kandemir   







BİR ÇOCUĞUN SAFLIĞIYLA


Şu veya bu sebeple insan mensubu olduğu hareketlerden ayrılabilir. Ama hayatında o devrimci ruhunu kaybederek yaşaması nasıl mümkün olabiliyor eski devrimcilerin, bunu anlamıyorum. Ben aklımı kaybettim, her şeyimi kaybettim ama kitaplardan, okumadan, haklının yanında olmaktan hiç vazgeçmedim.

Ne meşhur arkadaşlarımız vardı o zamanlar… Bir insan kendini öğütür mü? Öğütürmüş! Bunu defalarca izledim. Herkes ağzını açınca 12 Eylül darbesini suçluyor. Ne var bunda? Herkes işini yapıyor! Kasap nasıl etleri parçalayıp satıyorsa, darbeciler de asacak, işkence edecek, delirtecek, öldürecek… Sanki camilerden mi toplayıp götürdüler bizi! Hep darbecilerin ne yaptığı konuşuluyor. Tamam, onlar onları yaptı da biz ne yaptık? Asıl mesele bu. Marks, Lenin yakamıza yapışsa yeridir, bu şartlarda niye devrim yapamadınız diye!

O meşhur devrimci kadroların geldiği duruma baktıkça nerdeyse iyi ki bu ülkede bu kadrolarla devrim olmamış o zamanlar diyesim geliyor. Bir Lenin’in, Buharin’in, Troçki’nin, Guevara’nın devrimiyle bizim şeflerin devrimi bir olur muydu? Karşılaştırılamaz bile! Devrim gerçekleşseydi bunlarla; vay devrime, vay halka! Bunların devriminde sen Samsun Terminali’nde en fazla Terminal Müdürü, ben de maden ocaklarında ustabaşı olurdum! Kendileri de Sabancı’nın, Koç’un el koydukları köşklerinde derin analizler yapıp teoriler üretirlerdi! Söylediklerim şimdi komik geliyor değil mi? Gelmesin gelmesin! Bu zat-ı şahanelerin 12 Eylül’den sonraki hayat parçacıklarından haberler alıp da onlardan normal bir davranış beklemek ülkede devrimi beklemekten daha hayalci olur.

Haa, kazara devrim olsaydı ne olurdu dersen… Çok sürmez, bir yıla kalmaz devrim iflas ederdi. Böylece, ülkede devrim 12 Eylül’ün ötelediğinden daha da ötelenirdi belki. Çok mu karamsarım? Aksine ve herkesten daha çok devrime inanıyorum hâlâ ve kaybedecek hiçbir şeyim yok. Benim inandığım devrim: devrimcilerin hayatın her alanında öncelikle kendilerini ve beraberinde halkı ahlaken ayağa kaldırarak başlatacakları bir devrim. Her şey çürüdü, herkes çürüdü; bir çocuğun saflığıyla başlamak gerek.


Ağustos 2015

_________________________

Yazarın Notu : Fotoğraftaki "Cengiz Türüdü". 1978'den beri Siyasal Bilgiler'den arkadaşım ve onun 12 Eylül'ü hiç bitmedi..."


dizin    üst    geri    ileri  

 



 19 

 SÜJE  /  Naim Kandemir  /  yirmi altı ocak iki bin on altı     14