Şu veya bu sebeple insan mensubu olduğu hareketlerden ayrılabilir. Ama
hayatında o devrimci ruhunu kaybederek yaşaması nasıl mümkün olabiliyor
eski devrimcilerin, bunu anlamıyorum. Ben aklımı kaybettim, her şeyimi
kaybettim ama kitaplardan, okumadan, haklının yanında olmaktan hiç
vazgeçmedim.
Ne meşhur arkadaşlarımız vardı o zamanlar… Bir insan kendini öğütür mü?
Öğütürmüş! Bunu defalarca izledim. Herkes ağzını açınca 12 Eylül
darbesini suçluyor. Ne var bunda? Herkes işini yapıyor! Kasap nasıl
etleri parçalayıp satıyorsa, darbeciler de asacak, işkence edecek,
delirtecek, öldürecek… Sanki camilerden mi toplayıp götürdüler bizi! Hep
darbecilerin ne yaptığı konuşuluyor. Tamam, onlar onları yaptı da biz ne
yaptık? Asıl mesele bu. Marks, Lenin yakamıza yapışsa yeridir, bu
şartlarda niye devrim yapamadınız diye!
O meşhur devrimci kadroların geldiği duruma baktıkça nerdeyse iyi ki bu
ülkede bu kadrolarla devrim olmamış o zamanlar diyesim geliyor. Bir
Lenin’in, Buharin’in, Troçki’nin, Guevara’nın devrimiyle bizim şeflerin
devrimi bir olur muydu? Karşılaştırılamaz bile! Devrim gerçekleşseydi
bunlarla; vay devrime, vay halka! Bunların devriminde sen Samsun
Terminali’nde en fazla Terminal Müdürü, ben de maden ocaklarında ustabaşı
olurdum! Kendileri de Sabancı’nın, Koç’un el koydukları köşklerinde derin
analizler yapıp teoriler üretirlerdi! Söylediklerim şimdi komik geliyor
değil mi? Gelmesin gelmesin! Bu zat-ı şahanelerin 12 Eylül’den sonraki
hayat parçacıklarından haberler alıp da onlardan normal bir davranış
beklemek ülkede devrimi beklemekten daha hayalci olur.
Haa, kazara devrim olsaydı ne olurdu dersen… Çok sürmez, bir yıla kalmaz
devrim iflas ederdi. Böylece, ülkede devrim 12 Eylül’ün ötelediğinden
daha da ötelenirdi belki. Çok mu karamsarım? Aksine ve herkesten daha çok
devrime inanıyorum hâlâ ve kaybedecek hiçbir şeyim yok. Benim inandığım
devrim: devrimcilerin hayatın her alanında öncelikle kendilerini ve
beraberinde halkı ahlaken ayağa kaldırarak başlatacakları bir devrim. Her
şey çürüdü, herkes çürüdü; bir çocuğun saflığıyla başlamak gerek.
Ağustos 2015
_________________________
Yazarın Notu : Fotoğraftaki "Cengiz
Türüdü". 1978'den beri Siyasal Bilgiler'den arkadaşım ve onun 12 Eylül'ü
hiç bitmedi..."