ŞİİR

Perihan Yakar   







YARINDAN YAKIN


                                Çığlıkları şiddetle bastırılan çocuklar ve kadim halklar için...


Hep umdura umdura döndürdüler ya bizi, sudan korkan Munzur' a

İpte denize; ahıyla
Dipte göğe; soluksuz
maviliğin sonuyla
Çölde balığa; ağıyla
Yarda kırık boynuyla iç çeken kuğulara

Ve döne döne
varalım isterler ya
dirliğin sanrısına
birliğin sayrısına
aşkın, sevginin, iyiliğin onaran yapıcı kuşkusuna

Varalım ki
yatalım dönmenin yormasıyla
varlığın yılmasından yokluğun uykusuna.

Varalım ki su da varsın, serpelensin içlerinde barışın korkusuna.

Oysa biliyoruz ki
gem vuramaz hiç bir güç
baharın koşusuna.

Onlar bilmezler ama
dönmeden döne döne varıldığını bilmez onlar
insanın yılmazına
umudun kızmazına
inancın sızmazına

Hey baharın koşusuna
Ferhat'ın delişine
Feryadımızın delirişine
Gem vuramaz sefiller

Duyuyor musunuz beni?

Aşığa Ferhat neyse
Feryadımız o barışa

Duyuyor musunuz beni?

Onu aşıklarından uzağa atan dağlara ulaşacak, delecektir O dağları arzular sarmalıyla.

Duyuyor musunuz beni?

O gün işte.. Yazdım, şuraya

Serilecek ayağına binbir çiçek dokusuyla o mis kokan patika.

Bekler onu orada; bize benzer sabrıyla

Biliyorum, biliyorum.

Yağmur mu, rüzgârlar mı!
Yıldırımlar, şimşekler!
Depremler mi dalgalarla!

Onlar, Bellerophontes'i sırtından atan, atı olur Zeus'un
Uçuracak barışı, getirecek buraya

Kucak açın
Kucak açın

Durun! Durun!

Başköşede bir yer açın
Ne kaldı kavuşmaya

Saatler!
Dakikalar!
Yoksa coşkunun kanatlarıyla üzüm gibi ezilip, ok gibi geçilecek otobanlar mı

Ha ha ha!

Sahi, başka ne kaldı?
ne kaldı bize zorlu onca evreden sonra
içilecek şarap
kaldırılacak kadeh
halay başı kim olsun
Kim okusun bu şiiri?
Kavgasından bir güzel seçimlerinde;
barışın şerefine

DüŞmüş kalmış
dün gelirken bir çok kere yollarda
Ancak yarından yakın bu günlerde gelirse,
düşmez kalkmaz Allah gibi
olacak barış, ülkemizde


dizin    üst    geri    ileri  

 



 18 

 SÜJE  /  Perihan Yakar  /  yirmi üç mart iki bin on altı   / 15