ÖZEL SAYFA

Gülten Akın   






YOL

Bana tarihini anlattın
Tarihimi onunla ölçeyim diye
Saatını söyledin saatıma
Dostum, eski arkadaşım

Şaşkın sular gibi dağlara dağlara
Mı gidelim dedik, gittik yoşuduk
Öyle iyi ettik
Çünkü sözler
Sözler davranırsa bizden önce
Tohum çürür yozlaşır tarla
Yabancılaşırız kendi toprağımıza.
Bir olduk kayayla sarmaşık
O yüzden
Çocuklarımızı örnek resimlerden seçmedik
Onlar kendileri geldiler
Onlarla birlikte bütün bir ülkenin
Kızlarını sevdik, oğullarını benimsedik
Çan sesleri, öncü gürültülerle
Yaşlandık gençlik içinde
Dostum, eski arkadaşım

Dostum, eski arkadaşım
Bildin, korkak bir kâğıda
Yiğit bir kalemle nasıl yazılmazsa
Bildin. Direnç yosunlu sarnıçlardan
Sızan sular gibi doldurmalı halkı
Yiğit bir kalem olmayla birlikte
Dağların bilge dervişi gezmeyi istedin
Demiri pasından ayırdı özverin

Varsılları gördük
Altın horozlar gibi susuyorlar
Dünyanın el altı yöneticileri
Onlarla kabarıp susmadık
Yoksulları gördük
Doğdukları yerde kalamazlar
Yoksullukla beslenen kargış
Kocaman bir fırtınadır
Onları yurdundan sürer çıkarır
On beş yıl birlikte dönendik

Geldik sonra
Büyük kentlerin kapılarına
Kandan gölleri var
Çocuklarımız bulduk atlayıp geçemiyorlar
Düşenler oluyor, asılıp duranlar
Başlarında yurtseverlikten bir ayla
İkiye vurulmuş saçları

Kanı kanla yumazlar dedik
Bunu böyle belleyip bellettik
Şimdilik
Gün küçük dağların ardında
Ve yolumuz var daha
Her şey olgunlaşır
Çürüyüp dökülür zincir
En güzel, yol yürüyüş öğretir
Dostum, eskimeyen arkadaşım

_________________

Kaynak : Gülten Akın / Ağıtlar ve Türküler / Cem Yayınevi, Birinci Basım, 1976- İstanbul

dizin    üst    geri   




 39 

 SÜJE  /  Gülten Akın  /  yirmi beş kasım iki bin on beş     13