|
|
|
|
İÇİMİN SÖZLÜĞÜ
(23)
anamalcı:
kravatlı kırbaççı
deh eder sırtımızdaki yaradan korkarak
bahar:
özlemin sıklaşan sancısı
mavide kaynayan kente uzanan başak
cinayet:
trajik senfoniden kovulan gitar
sesine sevgili arar, vurup kendini sokaklara
çul:
topraksız çayır çimenim beton ablukasında
soğuklardan gumelere götürür beni
deniz:
yeni bir öykü için gidilen
eski öykülerin kahramanlarını adak isteyen türbe
erik:
mayhoş çocukluk yağmurudur
mevsimsiz yağar her düş kuruşunda
fakir:
az değilsin susuyorsun sustukça çoğalıyorsun
unutma, kitapların sayfaları da incedir sen 50 milyonsun
günce:
dökülür kalemim ince ucundan
her infazda bir sayfasını yakarım senaryonun
hürriyet:
yunup yıkanıp yenileneceğiz her gün onun aşkına
halkların ortak şarkısında buluşacağız bir gün
ırak:
hurma ağaçlarım yasaklanır ortadoğumda
fırat ağlar direnç kuşanır günleri
işçi:
cılgasına soluduğum imkanımın korosu
utanç tablosunu indirecek duvardan
kuş:
dehşetlerimin dalgakıranı
kaçırır beni yazıya gelmezlerime
limon:
cellat olduğunu bilmeyen masumdur kapıda
öldürmez bir parça alır ayrılırken ben
melankoli:
okumalardan sıyrılıp
yırtılmalara eşiksiz sıçrayış
nodul:
kusura bakmayın ama lazım herkese bir tane
yoksa nasıl uyanacağız, uyanık kalacağız
otopsi:
kayıkçıyla kayıkta yalnız
öte geçelere yolculuk denemesi
örneğin:
düşün ki kurumuş ayrık otları, bin çiçek açmış yan yana
yarimle uzanmışız çayıra, çocuklarla uçurtmalar yazılarda
portakal:
çocukluk düşlerimin sembolü
her mevsim yeni baştan özlenir mavi tadı
rezil:
sahra’daki gemi iskeleti
rüzgar çizmiş kaderini okyanustan bu yana
sapak:
kullanılmayan cekettir
cebinde sararmış fotoğraflar
şüphe:
zehirli sarmaşığa tırmanmak
“en ucunda ben var mıyım” diye
tren:
hep mektup hep göç
ille de uzak ülkeler kokusu
uğur:
mahmuzlanmış yüreğimin sebebi
kışkırtılmış ve mecbur bırakılmış
üç gül:
yokmuş buralarda sahici hiçbir şey
‘yaban’, demiş ‘benim adım’ gitmiş sonra
vukuat:
her gün mapus yolu, her gece kurşunlanma
inadına ıslık inadına yaşamı savunma
yasak:
deliliğime ayak uyduramayanların ayaklarıma döktükleri kurşun
yol boyu ayaksız da giderim, karabasanlar kurbansız kalır
zemberek:
algılarımı atlayıp girer, dağılırım odanın her yanına
aldanılmış gecelerde ben’ler serseri ve kaçaktır
içindekiler
üst
geri
ileri
|
33
|
|
|
|
|