TÜMCELEME

İbrahim Şahin  





 

İÇİMİN SÖZLÜĞÜ (23)


anamalcı:
kravatlı kırbaççı
deh eder sırtımızdaki yaradan korkarak

bahar:
özlemin sıklaşan sancısı
mavide kaynayan kente uzanan başak

cinayet:
trajik senfoniden kovulan gitar
sesine sevgili arar, vurup kendini sokaklara

çul:
topraksız çayır çimenim beton ablukasında
soğuklardan gumelere götürür beni

deniz:
yeni bir öykü için gidilen
eski öykülerin kahramanlarını adak isteyen türbe

erik:
mayhoş çocukluk yağmurudur
mevsimsiz yağar her düş kuruşunda

fakir:
az değilsin susuyorsun sustukça çoğalıyorsun
unutma, kitapların sayfaları da incedir sen 50 milyonsun

günce:
dökülür kalemim ince ucundan
her infazda bir sayfasını yakarım senaryonun

hürriyet:
yunup yıkanıp yenileneceğiz her gün onun aşkına
halkların ortak şarkısında buluşacağız bir gün

ırak:
hurma ağaçlarım yasaklanır ortadoğumda
fırat ağlar direnç kuşanır günleri

işçi:
cılgasına soluduğum imkanımın korosu
utanç tablosunu indirecek duvardan

kuş:
dehşetlerimin dalgakıranı
kaçırır beni yazıya gelmezlerime

limon:
cellat olduğunu bilmeyen masumdur kapıda
öldürmez bir parça alır ayrılırken ben

melankoli:
okumalardan sıyrılıp
yırtılmalara eşiksiz sıçrayış

nodul:
kusura bakmayın ama lazım herkese bir tane
yoksa nasıl uyanacağız, uyanık kalacağız

otopsi:
kayıkçıyla kayıkta yalnız
öte geçelere yolculuk denemesi

örneğin:
düşün ki kurumuş ayrık otları, bin çiçek açmış yan yana
yarimle uzanmışız çayıra, çocuklarla uçurtmalar yazılarda

portakal:
çocukluk düşlerimin sembolü
her mevsim yeni baştan özlenir mavi tadı

rezil:
sahra’daki gemi iskeleti
rüzgar çizmiş kaderini okyanustan bu yana

sapak:
kullanılmayan cekettir
cebinde sararmış fotoğraflar

şüphe:
zehirli sarmaşığa tırmanmak
“en ucunda ben var mıyım” diye

tren:
hep mektup hep göç
ille de uzak ülkeler kokusu

uğur:
mahmuzlanmış yüreğimin sebebi
kışkırtılmış ve mecbur bırakılmış

üç gül:
yokmuş buralarda sahici hiçbir şey
‘yaban’, demiş ‘benim adım’ gitmiş sonra

vukuat:
her gün mapus yolu, her gece kurşunlanma
inadına ıslık inadına yaşamı savunma

yasak:
deliliğime ayak uyduramayanların ayaklarıma döktükleri kurşun
yol boyu ayaksız da giderim, karabasanlar kurbansız kalır

zemberek:
algılarımı atlayıp girer, dağılırım odanın her yanına
aldanılmış gecelerde ben’ler serseri ve kaçaktır


içindekiler    üst    geri    ileri   




 33