MAKALE

Kenan Kalecikli  







KOMPRADORU ÖLDÜRMEK


Darwin’in biyolojik evrim tezlerini bir yana bırakın, bence çok daha önemlisi, insanın düşünsel evrimidir; dolayısıyla bu evrimin hangi halkasında bulunduğu, insanın toplumsal görüntüsünü çok net biçimde yansıtan veriler sunar önümüze.

Hiç düşündünüz mü? Bir hayal olarak da olsa toplumsal bilincinizi sorgulamak için şöyle bir soruyla karşılaşsanız, yanıtınız ne olurdu? ‘’Bütün dünya sizin olsaydı ne yapardınız?’’

Çok değil, temelde yalnızca iki yanıtı vardır bu sorunun. Birincisi, ‘’Bu gezegende herkesin payı vardır, bu nedenle herkese eşit paylaştırırdım!’ ya da ‘’Dünyadaki her şey bana sunulsa, hiç düşünmeden sahiplenir, egemenlik kurardım; ben yönetirdim paylaşımı ve bundan kaynaklanan ilişkileri!’ Bu ikisi dışındaki bütün seçeneklerse zorlama olabilirdi ancak…

İnsan, doğası gereği bencildir aslında. Toplumsal bilinç kazandıkça bencilliği azalır, kişisellik, yerini toplumsallığa bırakır; giderek, yağmacı kültürün yerini paylaşım kültürü alır. ‘’İnsanlaşma halkasındaki’’ yerini belirleyen biricik ölçü de budur gerçekte.

Birinci Dünya Savaşı olarak tarihe yazdırılan kitlesel kıyımın temel nedeni, Sanayi Devrimi’ni tamamlayarak sömürgeciliğe soyunan ülkelerin pazar çekişmesiydi; çok geçmeden de İkinci Dünya Savaşı’nı tetikleyerek milyonlarca insanın katledilmesiyle sonuçlandı.

Haber bültenlerini bir tek gün izleyenler bile anlayacaklardır; yağmacı kültür, ırkları ve dinleri kullanarak insanı şaşırtan mizansenlerle çıkar karşımıza.

Kişisel ilişkilerden toplumsal ilişkiler boyutuna kadar bütün ilişkiler, adalet duygusundan yoksundur. Çünkü, yağmacı kültür, insanın evrimleşerek asıl bulunması gereken halkaya ulaşmasını önleyen sayısız bubi tuzakları döşemiştir bireylerin önüne.

Sayfalar dolusu yazmaya gerek yoktur. Eleştirel gözle bakabilen, baktığını görüp yorumlayabilen her akıl sahibi çok çarpıcı bir gerçeği algılayabilir. Aslolan, paylaşım kültürüyle insanlaşabilmektir. Her birey, önce içindeki ‘’kompradoru’’ öldürmelidir.

Bunun dışındaki her söz, çelik duvarlara fırlatılan bir yumurta gibidir ancak!

 

dizin    üst    geri    ileri  

 



 12 

 SÜJE  /  Kenan Kalecikli /  yirmi altı eylül iki bin on dört     6