"vagon problemi

yaşam ateşi nereye varır ölüm varış mıdır "ölümden doğacağız" Béla Tarr
kaç sınır sonradır an, ölümden çalan her aralık, kavuşum azrak an

dallardan kül akıyor kestikçe denizi tazeleyen nehir- ırmaklar geçmişten
                                                                                                                          gelmiş
geçmişte yaşıyor

geleceğin kırık parçasından damlayan an
ya geçmişte hissediyorsam yağmuru aradım doluya tutuldum

boynuzlu problemler esirgenmez sayrıklık
duvarın öte tarafında duran yılgı kıskançlık
horgörü kaçışlar, düş ve cesaret kırıcı belirsizlik
özlem tuzakları rahatsız özgürlük, hiddetli bir parçanın sonundaki varış
akışında bozuncu şekillendiren doğallık

mavi çember gök kavrayışı
eli boş dönmeyen ouroboros
ölüm döşeğinde hesaplar adeta toprak-deniz terazide tüy

dar köklerinden geldiğim kendimi alt ettim mi
söz izim zehirli yapraklarımı acıtıp ilk doğan ilk kurban"

"ah!
gibi geziniyor damarlarında
bulanık suları arındıran bir çocuk
bir çocuk hep aynı sokağında alnının
düşüyor, düştüğü yerde kuruyor bütün başaklar
berkin koyuyorsun adını sızılarının

kaç sokağı dolaştı gün yüzsüz gömleğin
kaç sokağı yıktı sesinin yankısı
kaç sokakta düştün ali diye
dizlerinde 19 yaş yaraları"

('yusuf'a hasret bana kuyu' şiiri, IX. bölümden)

"hıçkırıklarım terbiyeli, boynum alışık eğmeye kendini
kötülüğünüz içime işledi, kim bilir içimde
kaç iç savaş geçirdim?
kim bilir nasıl inandım yazıya, kim bilir
sevgisizliğiydi tanrının bildiğim"

* "içinizden geçtim" şiirinden...