ŞİİR

Salih Aydemir  







bohemyalı tadia


gülerken içimden geçiyor kış
yaslandığım sözcüklerle ıslanıyor aklım
suyun üstünden gitmek toprağı görmek için
üstelik ikiye bölünürsün diye yarısı aşkla
yarısı eski benle
çiy damlasında mezarlığını arayan ağrıyım

porsuk çayında ıslak kozalak
sen neden geldin kadınlar yokken ortada

mekan kahramanı mısın

oysa yorgun yolcuların
tüyleri vardı trenlerin dumanları gibi
merak işte tadia merak
hangi şarkıyla çıktın yola
zaman neden eskişehir

içinde yeşeren ne varsa ev gibiydi sanki
ya da sen taze bir ray tozunda
çalınsın istiyordun sıcak bir şarapla şarkının
nasıl bir kalbin vardı bilmiyorum
demirden bir teninin olduğu kesin
tadia berlin-bağdat demir yolu şizofrenmiş

kış bile kendinden bıkar
eski bir şey bırakmaz beyazlığında
başlayacağı uyumsuz soğuğu bekler
kentler dağların köylerin kasabaların üçlüsü
cennet cehennem dörtlüsünde yalnızlığın deliliği
tadia zamanın içinde tatmin olmayan hangi meyvesin


derinden ve coşkulu ve hoşça ve acizane
yalnız bir gölge bile daha kara sabırdan
daha da sabırlı hızlı akan zamandan
dilimdeki küfürleri tenimde sakladım
içinde bir adım atmak uzun zaman aldı
elini kalbime koy
ve yüzüme ıslak kalasla vur

bohemyalı tadia
dünyanın sonu berlin-bağdat demiryoluyla geldi
cenneti meşgul ediyoruz
hadi biraz shakespeare okuyalım
yeni dünyanın sesinden
bir de
antonin dvorak dinleyelim ne dersin
 

dizin    üst    geri    ileri  






  7  

 SÜJE  /  otuz ikinci sayı