MAKALE

Kenan Kalecikli  







Dip Notlar /5

Başkalarının Hayatını Yaşamak Üzerine


İnsanlık tarihi boyunca milyarlarcası gelip geçti, adına dünya dediğimiz sahneden. En ilkel köleci toplumlarda, egemenlere canı pahasına, karın tokluğuna hizmet eden kitleler, artık iş göremez duruma gelince bir çöp gibi yaşamın kıyısına atıldılar. Hiçbirinin kendi yaşamları ol(a)ma(z)dı.

Günümüzde de sahne çok değişmiş değildir. Egemenler şirinlik muskası takarak gezinirler sahnede, geniş halk yığınları suyu ustalıkla ayarlanmış çelik çarkların aksamadan, kırılıp dökülmeden dönmesi için gres yağı olur sisteme. Antik köleci toplumların aksine, bu kez yasalarla belirlenmiş kölelik hukukuna bağlıdır herkes. Kitleler, özgür olduklarına inandırılmıştır. Oy verme hakları bile vardır; her nasılsa büyüttüğü çocuğunu sistemin içerisinde bir yere yerleştirdi mi karada ölüm yoktur.

Her yıl binlercesi ‘’iş kazası’’ diye raporlara geçen cinayetlerde can verir, usulca gömülürler toprağa. Kitlesel ölümler olmadıkça kimsenin ruhu duymaz en yakınları dışında.

Aşk sanılan, gerçekte ise çiğ duyguların yörüngesindeki yakınlaşmalarda da durum çok farklı değildir. Merkezdeki ‘’efendi’’nin çevresinde dönen sevdalı için aşk böyle bir şeydir. Ne kadar severse, o kadar hizmet etmeye programlanmıştır. Bilinci karartıldığı için bir süre sonra ortaya acı çekmekten zevk alan mazoşist biriyle acı çektirmekten zevk alan sadist bir efendi çıkar ortaya kaçınılmaz olarak. Bu sado-mazoşist, hastalıklı ilişki türüne aşk demeye çekinmezler. Gazetelere yansıyan ve aşk cinayeti olarak bilinen vahşet, gerçekte bu sado-mazoşist ilişkinin nefrete dönüşen eyleminden başka bir şey değildir.

Özgür bir insan, kendini yaşayabilen insandır. Kitlelerin binlerce yıllık yanılgısının aksine, insanın kendi değer yargılarıyla var olması sanıldığı kadar zor değildir ama önce bilinçlerdeki karartmayı yok edip özüne dönmesi, özeleştiri yaparak aksayan yanlarını onarması, oluşturduğu kimliğini en hoyrat saldırılara karşı bile koruyabilmesi gerekir. Bu saldırılar, en yakınındakilerden gelse bile…



dizin    üst    geri    ileri  

 



 24 

 SÜJE  /  Kenan Kalecikli  /  yirmi altı ocak iki bin on beş     8