"iyi yürekli bir sevgilinin kollarında uyu"




ŞİİRLERİNDEN...  (*)


1

Söyleyin herkese

En güzel türküleri
çağıracağım bugün
dostlarım için

(...)

3

Durup yatağımın başında

Yaldızlı çarıklarıyla
birden
uyandırdı beni tan

(...)

6

Doğru

Beni okşayanı
seviyorum.
Bence

Aşkın da payı var
Güneşin
parıltısında
ve erdeminde



7

Öğle üzeri

Yeryüzü yanarken
yalım yalım
gökten boşanan ateşle

tiz bir türkü tutturur
ağustosböceği
kanatlarıyla

(...)

9

Sadece

Hava da olsa,
ölümsüzdür
dilimdeki sözcükler

(...)

23

Ve gidip geliyor

Ayakları hep birden,
çiçeklerle çevrili
bir aşk sunağının başında
halay çekerken

yumuşak çimenleri ezen
incecik ayaklar gibi
Giritli kızların

(...)

44

Hiç uyarmadan

Kasırga nasıl sökerse
meşeleri kökünden
öyle sarsıyor yüreğimi aşk

(...)

57

Bak, diyeceksin

Döndüm işte
bir zamanlar
bırakıp gittiğim
o yumuşak kollara

(...)

60

Belki de unutursun sen

Ama bil ki
gelecek günlerde
bir takım insanlar
anacaklar bizi



61

İşliyor içime acı

damla
damla

(...)

70

Tatlı dostlarım benim

Nasıl değişebilirim
bu kadar güzel olan
sizlere karşı?



71

Yalvarırım

Bir dost gibi bak yüzüme
gözlerinin yalın güzelliğini
esirgeme benden

(...)

77

Ne garip!

En iyi davrandıklarım
bugün en çok incitenler beni

(...)

82

Zengin de olsan

Unutulup gideceksin ölünce
Pieria güllerinden
bir şey düşmemiş payına.

Burada siliksin ya
daha da silik
dolaşıp duracaksın
cehennemde
tanınmayan ölüler arasında

(...)

84

Yalınayak dolaşma

kıyıdaki çakıllarda
o kadar nazlıysan



85

Yaşadıkça anlıyoruz :

Hiç de zararsız
değil zenginlik
Erdemsiz olunca

(...)

87

Şu kadarını biliyoruz.

Ölüm kötü bir şey;
bak, işte tanrılardan belli;
iyi bir şey olsaydı ölüm,
önce tanrılar ölmez miydi?

(...)

95

Yorulduklarında

Kalın, koyu uykusunu
yağdırdı gece
göz kapaklarına

(...)

98

Esin Perilerine

Borçluyum bu onuru :
bana ustalıklarını öğrettiler.



99

Söylemem gerekir mi, Kleis,

Yas tutmak yaraşmaz
bir ozanın evinde!

Bizim evimizde de
doğru değil yas tutmak!



100

Yakındığım yok

Bir düş değildi
Esin Perilerinin
Bana bağışladıkları zenginlik:
ben ölsem de
adım hiç unutulmayacak


[ Çeviri : Cevat Çapan ]





Sappho’nun Bin Kulaklı
Geceye Anlattıkları
(**)



(...)

MÖ 610-580 yılları arasında yaşadığı sanılan Sappho’nun hayatı hakkında kesin bilgilere sahip değiliz. Ancak Sappho’yla ilgili çeşitli söylentilere bakılırsa, bu ufak tefek esmer kadın Andros Adası’ndan Kerkolas adlı zengin bir tüccarla evlenmiş. Kleis adlı bir kızı olmuş. Önemli bir aileden geldiği ve siyasal etkinliği olan bu ailenin Mirsilos ve Pittakos adlı tiranlar zamanında Pirha ve Siracusa’ya sürgüne gönderildiği biliniyor. Daha inanılır söylentilere göre de Sappho, Lesbos’ta bir kız okulunun yöneticiliğini yapmış ve bu okulda aşk tanrıçası Aphrodite inancının ilkelerini ve kurallarını evlenme çağına gelen kızlara öğretmiş.

Şiirlerinde hep kişisel temaları işleyen Sappho’nun öğrencilerinden esinlendiği, onlar için düğün türküleri yazdığı gibi, kendisini unutanlara sitem eden şiirler yazdığı da biliniyor. Bu arada kendisi gibi şiir yazan ya da kız öğrenci gruplarına önderlik eden rakiplerine karşı yergi şiirleri de yazmıştır.

Genç kızlar için yazdığı şiirlerde sevecenlikten cinsel tutkuya kadar değişik duyguları dile getiren Sappho özellikle bu ikinci tür temalar yüzünden Hıristiyanlığın yayıldığı dönemlerde ahlâka aykırı bir şair sayılmış ve şiirleri yasaklanmıştır. Oysa yaşadığı dönemde ve daha sonraki dördüncü ve üçüncü yüzyıllarda eski Yunan kültürünün yaygın olduğu yerlerde ona büyük hayranlık duyanlar Sappho’yu “onuncu esin perisi” olarak adlandırmışlardır.

MÖ III. ve II. yüzyıllarda İskenderiyeli bilginler onun bilinen bütün şiirlerini dokuz lirik bir de ağıt kitabında bir araya getirmişler. Ama zaman içinde, özellikle de Hıristiyan kilisesinin bu şiirlerdeki erotik öğeleri onaylamaması yüzünden, Sappho’nun şiirleri korunamamış, ancak başka yazarların onun şiirlerinden yaptıkları alıntı parçaları kalmıştır. 1898’den sonra bulunan papirüs yazmalarındaki şiirlerle elimizdeki şiirlerin sayısı daha da arttı. Ne var ki Sappho’nun 28 dizelik “Aphro dite’ye Yakarış” şiiri dışında eksiksiz hiçbir şiiri günümüze ulaşmış değil. Buna karşın kalan eksik dizeler bile onun yaratıcı gücü konusunda klasik filologlara yeterince kaynaklık etmiş. Catullus gibi büyük şairler onu örnek alarak unutulmaz şiirler yazmışlar.

(...)

“Sappho dörtlüğü” adı verilen onun bu kendine özgü şiir biçimi 11 heceli 3 dize ile 5 heceli 1 dizeden oluşur. Daha sonra Latin şairi Catullus da bu kalıbı kullanmıştır.

[Yukarıdaki] Şiir çevirileri çeşitli dillerdeki baskılar gözden geçirildikten sonra Mary Barnard adlı aynı zamanda klasik filolog olan bu şairin kitabından Türkçeye aktarıldı. Bu çalışma sırasında konunun uzmanlarından Azra Erhat’ın bilgisinden de yararlanıldı. Sappho’nun şiirlerini İtalyancaya çeviren Salvatore Quasimodo kişisel yaşantıyı yalın bir dille anlatan bu şiirleri gizli duyguları açıklayan birer mektuba benzetmiştir. Bu mektuplarda dile getirilen duygular onun adının neden hiç unutulmayacağının en inandırıcı kanıtlarıdır.

Cevat Çapan
 

Şiirleri ve Hayatı Hakkında Kaynakça

(*)  Sappho - Şiirler - / Cevat Çapan / Alaz Yayıncılık, 1984
(**) Sappho - Nedir Gene Deli Gönlünü Çelen / Cevat Çapan / Can Yayınları, 2008


Bilgilendirme : 'Nitelik Kuşağı' sayfasındaki alıntılar, tanıtım amaçlı ve kaynak gösterilerek kullanılmış olup, ürünlerin tüm kullanım hakları © yasal temsilcilerine aittir.



içindekiler    üst    geri    ileri   




 53