başımı yasladım dağların sımsıcak göğsüne
biliyor musun kıyağını
nasıl da geçti bu çilek mevsimi
bırak hangisi açarsa açsın çiçeklerin
en nihayet yolları bitti en, en uzakların
arp sesleriyle sen yıldızlardan süzülüp ellerime
usulca dokundun ellerinle
hani kaçışlarımız vardı ya
konaklamadan buralara daha yeni
ben Araf’ta
sense yüzünü seçemediğim o hayalin
ta kendisi
ucuna basarak ayaklarımın
uyandırmadan yarasaları
senin gözlerine dokundum gözlerimle
parlament mai
belli ki kırmızı, kırmızı değildi
mavi de mavi
sen nerelerdeydin ben eflatun gezerken