ŞİİR

Mehmet Ercan   







İSTANBUL


şair yüreğinde dolaşmadıysan,
istanbul'a büyük demeyeceksin.
açıp bakmadıysan şair beynine,
büyüklüğe karar vermeyeceksin.

istanbul dedikleri bir nazlı şehir,
içinden geçiyor yüce bir nehir,
şahdamarlarımı görseydin zahir,
saygıyla kenara çekileceksin.

hele dinle beni kostak İstanbul,
on kocadan arta kalan bakir dul,
sokul koynuma durma gel sokul,
sevişmek nasılmış öğreneceksin.

bir başka severim elbette seni,
ateş kollarımla sararım seni,
alev alev yanan gül bedenini,
sararken sessizce ağlayacaksın.

gül memenden tarih emmeyen şair,
kendisine asla demesin mahir,
kurban olsun sana mecnun'la, tahir,
sevmeyi yeniden keşfedeceksin.

aşk mahurdur inler duru sazlarda,
vicdan yoktur istanbul'lu kızlarda,
gönlü serkeş hal bırakmaz bizlerde,
onları severken üzüleceksin.

İstanbul aklıma gör neler gelir,
yoksul bu âdemi görmezsen hakir,
kurban olsun endamına bu şair,
baharda dağ gibi süsleneceksin.

al koynuna bu şairi memnun et,
çekeriz kahrını ne ise külfet,
istanbul, istanbul ince zarafet,
tenimi teninde hissedeceksin.

bu şair bu şair bu köylü şair,
yoktur hatırası hiç sana dair,
sebeplensin senden hele bu fakir,
aşkın denizinde inleyeceksin.

hey ERCANİ artık bağla bu sözü,
alamazsın satsan onca öküzü,
onun nâmeleri mest etmez bizi,
o bir güldür sen diken kalacaksın.

dizin    üst    geri    ileri  

 



 23 

 SÜJE  /  Mehmet Ercan  /  yirmi dokuz mayıs iki bin on sekiz   / 28