TANITIM / ANMA

Onların Yokluğunda Var Olmak!   





Joe Corrie

1894 yılında İskoçya'nın Falkirk şehri yakınlarındaki Slamannan köyünde doğdu.

14 yaşına geldiğinde okulu bıraktı ve kömür ocaklarında madenci olarak çalışmaya başladı. İlk şiirleri 1920'lerde eski Glasgow sosyalist dergisi Forward'ın (İleri) aracılığıyla geniş topluluklara yayıldı. Büyük bir ilgiyle karşılandı.

Önceleri kısa skeçler, daha sonralarıysa çok sayıda oyun yazdı. Yaşamının büyük bir bölümünde madencilerle iç içeydi ve bölge bölge maden ocaklarını gezdi. İşçi sınıfı hareketinin sesi oldu. Ömrünün son zamanları güç koşullar altında geçti. 1968 yılında yaşama veda etti.



_______________________

 

KADINLAR BEKLEŞİYOR BU AKŞAM (*)


Kadınlar bekleşiyor bu akşam maden ocağının başında
dehşetten kalpleri ha durdu ha duracak,
kirli gökyüzünde hortlaklar gibi bakan çarklara dikmişler gözlerini,
altında esir hayatı yaşanan
ölü sessizliğindeki çarklara,
kaderin sessiz çarklarına.
Fırtınadan kaçıp sığınmış koyunlar gibi toplanmışlar küme küme,
dururlar kımıldaman,
dururlar sessiz soluksuz.
Ayakları altındaki kuyularda az önce,
kayalıklar arasındaki kömür damarlarında,
yanan ve parlayan gaz birdenbire
ölüm saçtıydı dört bir yana.

Gece kapkara. Gece soğuk.
Yağmur yağıyor sis içinde.
Atkıları, üstleri başları sırılsıklam,
çukur, sıska yanakları mosmor,
kadınlar bekleşiyor.
Bir mucize kurtarır onları kurtarsa kurtarsa,
böyle geldiydi kadınlara haber.
Ama kadınlar dönmeyecekler yuvalarına,
kadınlar ocaklarının başına dönmeyecekler.
Bekleyecekler şafak sökene dek,
başlayıncaya dek dönmeye çarklar yeniden,
getirilinceye dek sedyeler içinde buraya
sevdikleri, bağlandıkları erkekleri,
güçlü, yumuşak, güzel erkekleri
buraya getirilinceye dek bekleyecekler.
Saatinden tanıyacaklar kimini,
kimini bir düğmeden,
kimini bir sezgiyle sadece.
Ve üç gün sonra bütün bu ölüler
hep birlikte gömülecekler büyük bir çukura.
Sevgilerini ve üzüntülerini gönderecek kral hazretleri.
O milletvekili de orda olacak,
hani şu bilinen kişi,
son grevde, madencilerin karşısına asker çıkaralım, diyen,
görünecek çok kederliymiş gibi,
parlak kara şapkası ışıldayacak başında,
gidecek cenazenin arkasından ağır ağır
şık iskarpinli ayakları.
Ocağın sahibi de orda olacak,
o herif ki, belki yüz kere
demişti anam avradım olsun
madencilere ot yedirmezsem.
Papaz efendi de orda olacak,
çocukların nafakasıyla fare besleyen papaz efendi,
dua edecek ağlamaklı ağlamaklı,
yüreklerini parça parça edecek sevdiklerini yitirenlerin.
Basa basa sözcüklerin üzerine
palavralar sıkacak papaz efendi,
sayıp dökecek tehlikelerini maden ocağının,
ve madencilerin değerini sayıp dökecek ve yiğitliğini.
Ve bütün gazeteler,
zehirlemek için kamuyu,
mürekkep harcamışlardı hani, denizler dolusu,
"endüstrinin yıkıcıları"na veryansın etmişlerdi hani,
kim bilir şimdi ne acıklı öyküler döktürecekler,
ve halk üzülecek :
"Ne acı" diyecek, "Ne acı!".
Unutulacak ama her şey, haftasına varmadan.
Ve milletvekili
ve maden ocağı sahibi
ve papaz efendi
ve gazeteler
ve beyni yıkanmış kamu,
devam edecekler zehirlerini, kinlerini depo etmeye,
gelecek ilk büyük maden grevinde boşaltmak için.

Bu akşam kadınlar maden ocağının başında bekleşe dursun,
tanrı bile görmüyor, tanrı bile,
ikiyüzlülüğünü ve utancını bu oyunun.

Çevirenler : A. Kadir - Selâhattin Yıldırım

 (*) Bu şiir, yazarın,  "Madenciler" adlı oyununda yer almıştır.

 


 ͠    ͠    ͠    ͠

 

İŞÇİLER BİR SİZE GÜVENİYORUM


Bir size güveniyorum, işçiler,
arada bir bana budala görünürsünüz ama,
bilirim, hem de çok iyi,
nasıl saptırır harcarlar sizi,
nasıl uyuştururlar beyninizi bir sürü yalanla.
Dinledim kalleş papazın size verdiği vaazı,
basının yutturmacalarını didik didik ettim,
sizi bunca kirletmelerine inat
ben gene de size güvenmedeyim.

Çünkü bir sizsiniz, işçiler,
en köklü düşünebilecek olan, en doğru,
bir siz varsınız sizin düzeyinizden bakabilecek olan hayata,
bir sizsiniz kavrayacak olan hayatın özünü,
bir sizsiniz eşitlik için savaşacak olan.
Sizin toprağınızda benim bulduğum işte bu,
tohumu çiçeğe dönüştürecek toprağınızda.

İşçiler, bir size güveniyorum ben, bir size,
dünyanın bu en kör karanlığında,
bu en rezil.

Çevirenler : A. Kadir - Selâhattin Yıldırım


________________

Kaynak : A. Kadir / Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri - 2 / Birinci Basım 1979 -İstanbul


dizin    üst    geri    ileri  

 



 38 

 SÜJE  /  Joe Corrie  /  yirmi beş mayıs iki bin on altı     16