yeri sorulunca söylenen
ama durmadan söylenen
dehlizler kapandı. ve kaselerden
köpük dolu körkütük sular taştı
bozulmuş şeylerin insanı
nabız aldı. kendinden
:
ürpermiş sırtımız. sıyrılmış
sıtkımızla öc almanın
ve öcülerle oynaşmanın
orta yerindeydik. çaresizliğin
ve yakasında yani
sahilik
nevri dönmüş alaturka havasıyla
bizi bir ramak kalada karşıladı
karşımızda. yaratıcı ruhun kör şehveti
azizleri besleyen anüsle
çarpışmaktaydı
bir ses
toprağa bağlı tavsiyeler
sınırlar sizi. bu sınırsız bu kara boşlukta
dedi. dinleyen çıkmadı ve gök
çok gürledi. ve ateş
tütsü dolu bakiresini salıverdi
üstümüze
tansiyonu kararlı sözler sustu
ve infilak. korkunun cahil cesaretiyle
bizi ele geçirdi. herkes artık
hiçkimsenin olmadığı yerde
güvendeydi
sicilimize. cıvık bir umutla
renkli resimler işlendi