Gecikmiş bir aşktan kırık bir değirmi semada
Döndüm evvelden ezele
Bulut geçti
Kokladım karanfilin bölüştüğünü
Çimen kokusunda bir buğur
Seni çeker dağlara yollara
Yokuş yola bir aymaz
Sevdadan çarpan kanatlar
Seni boyar el değmemiş maviye
Pir gittin
Pür bir telaşa adımı bağışlayan
Kaldım ateşle ferş arasında
Sustum kendimi sana
Gittikçe umarsız bir yitikliğe
El çekmemiş bir sakinlik
Tutuştukça
Şem üne pervanenin
Yandıkça uslanır
Kopmayan bağ
Yaşamla ölüm arasında...