*** kumarda kaybetmenin sessizliğine benziyor ‘ben’ ile ‘öteki’yi karşı
karşıya getirmek
*** kadınlardan özür dilenmez çünkü onlar asla affetmezler
*** gitmek deniyorsa sonlara bütün gitmelere kalmalı insan
*** vedanın en acısı sözü sözün içinde bırakmaktır
*** e. piaf’ın görgü tanıkları sokak lambaları ve sahne ışıklarıydı
*** gerçek, dildeki sözdür
*** şairlerin aklı kutsaldır
*** vezin; sabahın akşama bir tur atıp geriye dönmesidir
*** beden ihmale kaldığı sürece akıl güçlü olana itaat eder
*** hafızaya ve geleneğe devredilen dildir
*** iyilik, boşluğun içinde dönmektir
*** ağlamak ve gülmek şairlerin lüksüdür
*** bazen en çelimsiz, en kararsız imgenin içimizde derin titreşimler
çıkarabile- ceğinden kuşku duymamalıyız
*** sessizlik, insanın hem varlığına, hem zamanına, hem de aklına işler
*** anlama zar atılmaz
*** özne, eski bir imgedir
*** “iki dil bilmenin en kötü yanı birinin düş kurmasını
hissedememesidir”
*** barış, kötü bir savaşa dönüşen tekrardır
*** şairler, şiirlerini yazmaya başladıkları ya da şiirlerini bitirdiğine
inandıkları an bambaşka bir heyecan ve yepyeni bir rahatlamanın içine
girerler
şairlerdeki gerilim sürekliliği denilen şey buna benzer
*** sözcüklerin gölgesi anlam ve görsel katmanlığıdır
*** sözcükler bizi zamana yerleştiriyor
*** gerçeği meşgul etmek zorundayız; bu iş için imgeleri kullanmak
sözcüklere düşer
*** dilin labirentlerinde debelenerek boğulma kertesine gelen şairler
“gerçeklik ve anlam” kavramları karşısında çaresizler
*** sözcükler tıpkı rakamlar gibi hep sonrayı gösteriyor
*** “gramere inandığımız sürece asla tanrıdan kurtulamayacağız” - nietzsche-