...Bırakıldığında
beden
gülümsemeyle ol’ur
ölüm için şeker ve
un kavrulur
omuzdan omuza
taşınır ve ancak
çoğuldur küreklerle
korkulmaz ki toprağı
atılır
...bırakıldığında
kendine ölüm
aşkla ol’ur
Sıkı denetimler şimdi ölmeyenler için. bir piyon suya ne yapacağını
biliyor
hayatı çölden başlatanlar ‘suyu yorumluyor’
gerildimse
Avuçlarım "ülke"ye
ters çevrili
sırf bu yüzden
canları istedikleri an
kurşuna dizebilirler beni,
su kuşunu;
nehir benimle diye.
sevgilim
sende ölüm...
sende acı...
bir serinlik hali
yatağıyla uğraştığın senin devirip
fakat bende yakar
dağarcığıma kalanlar:
jaguar ve kaplan
ülkemde bomba
bırakan uçak isimleridir
canlı pilotlarınca
fırtına
bir obüstür bağrında
gamalı şiir
bir kılçık hikayesi daha bugünlerin
içtenlikli
tüylü, zarif...
fakat ölüm bir kez
bile anılmıyor
... kardeşlerim ölü
anılmıyor
Yazılmadı ki öyküsü!
kırlangıç yuvası
benim ülkemde de kırlangıç yuvası...
gördüğüm!
mavimsi
yas'a kolay
düşmedikleri
yani ses duvarını
aştığında F onaltılar
evlerini yıkıma
yakıştırmayanların
dönüp çocuklarına
çok şaşkın baktıkları
yaşamaya davranıp
devredilebilir kanlı
bir kavşakta
ortadoğulu veya bir
afrikalıya
vitrinlerinden boşalıp
çırılçıplak
yaşamaya davranıp
çığlıklar henüz çaylak,
erimine varmıyor
sen barışsın anla.
tanrılar
yok! yok! kardeşlerim
çok! çok!
istedimse
Ruh bir sevinçken
bırakıldığında
atlayacakları nehir
bir nehir
avlayacakları balık
bir balık
falezlerin
gölgelerinde şimdi
bir sirenle soyunup
iş tulumlarını
vaat edilmiş
yoksunluk için tam
şimdi
pırpırları avlakları
öldükleri
- ağlar boşalıyor -
- ...bırakmayın!
bu çabayla,
denizler
ölü...
‘az sonra'nın dirim evi
yani tam gün
yani mavimsi
morardı gök hani!
akan nehrin,
çocuklarıyla
bütün iç
çekişleri
(burjuvazidir ölüm; kendi nehirleri ve gökleri yoktur yahut böyledir
azaptır terim)
uyanmaya uyandımsa
Sakin bir evde uyanmalı bundan böyle
ışıktan ve yapraktan emilmeli nefes paylarımız
sonluysa küpün esrarı
dil tattığından seçimini,
mayanın eğimini şaraptan bildiğimiz.
Belki de sadece
sarılırız
uyur... uyanıp
suyun öte yüzünü
sarar... uyanıp
bombardımandan
önce çabalıyorum
karşı evin şarabında
kana kana
kesilmiş budağını
okşamak hep.
kim varsa bayrak
direğinde kemikleri
yıkık avluların
vücut bütünlüğünde
biz artık bir şiire dönmeliyiz
biz artık ölülerden önce
yürümeliyiz
her şey gömüldüğü yerde
derlendimse
Bir kadın elince
yıkanıyordu, kapı
önünde çıplak
güneş'e
ısınıyordu
doyuruluyordu bir
kadın elince
yükünü atmış/mavimsi...
sevgilim bak! bi kuş gibi zahmetsiz aldım avuçlarıma onu.