"Ve onların istekleri aydınlığı doğurdu"




İYİYE

Gün vadiye bastırmış toptan
Bir sepetten taşan meyveler gibi

Ateşe ateş güne gün
İnsan ışık bilir burada kendini
Yerin üstünde gökse
Apaçık görmek isteğidir olup biteni

Damlasından vazgeçemeyiz umudun
Hayal kurmadan kış geçirmeye yokuz

Güneşsiz gün yok bizim için
Bahara inanmışız yakın demektir
Bir göz atımı yakın
Kör değiliz

Aşk kıyısı hak kıyısı bize
Ve elimizin emeği

Irmağımız tutmuş yolunu
Kalp de o boğaz da o dil de o ses de o
Anlam yüklü durmaz gider
Arzusu yüklü büyük geleceğin
Mutluluğa hasret beden içinde

Çeviren : Orhan Veli Kanık  (*)


 ͠    ͠    ͠    ͠

ADINA

Bulutlar adına söyledim onu sana
Deniz ağaçları adına söyledim
Dalgalar adına dallardaki kuşlar adına
Gürültü taşları adına
Sevişen eller adına söyledim
Bakan göz bakılan göz adına
Göğü bezeyen uyku adına
Puslu geceler adına
Yoldaki parmaklıklar adına söyledim
Ak alın açık pencere adına
Düşündüklerin konuştukların adına
Sonu gelmesin diye söyledim
Bu okşayışın bu güvenişin bu inanışın
Sonu gelmesin diye

Çevirenler : A. Kadir - Asım Bezirci
 

 ͠    ͠    ͠    ͠

CANLI HAVA

Önüme baktım
Seni gördüm kalabalıkta
Buğdaylar arsında gördüm seni
Gördüm ağaçlar altında

Gezilerimin sonunda tüm
Acılarımın sonunda
Dönemecinde gülüşlerimin
Ateşten çıkarken sudan atlarken
Yaz kış hep seni gördüm

Gördüm seni evimde
Gördüm kollarımda
Gördüm düşlerimde

Ayrılmam artık senden

Çevirenler : A. Kadir - Asım Bezirci

 

 ͠    ͠    ͠    ͠


BURADA YAŞAMAK İÇİN

Bir ateş yaktım bırakınca beni gökyüzü
Bir ateş yaktım olayım diye dostu
Bir ateş kış gecesine gireyim diye
Bir ateş daha iyi yaşamaya doğru

Gün bana ne verdiyse verdim ben de ona
Ormanları fundaları buğday tarlalarını asmaları
Ve yuvaları ve yuvalardaki kuşları
Ve evleri ve anahtarlarını evlerin
Ve böcekleri ve çiçekleri verdim ve kürkleri ve şenlikleri

Yaşadım yalnız alevlerin çıtırtısıyla
Sıcaklığının kokusu yetti bana
Bir gemiydim sanki kapalı suda batan
Sanki bir ölüydüm ortada kalmış yapayalnız

Çevirenler : A. Kadir - Asım Bezirci
 

 ͠    ͠    ͠    ͠

GORAN'IN MEZARI

Biz insanların en iyileriyiz kardeşler
Şiirlerimizde buram buram yaşamak tüter
Yaşam gelişir yayılır ellerimizde
Boş verir dudak büker geçeriz ölüme

Yalnız acı vardı dünyada o zaman kardeşler acı
Sövgüleri hiçbir güzel şey silemezdi
Barışı getiremezdi hiçbir iyi şey
Bilemezdik ışığın değeri ne

Severdik birbirimizi ama neden severdik
Anladınız bugün artık neden severmişiz
Şiirlerime bakarsanız acı geçmişime
Göğsünüz sevinir güler kabarır
Durursunuz onurla güvenle dimdik

Ben aldım öcümü yansır soluğum
Sesinizde aydın gözbebeklerinizde
Savaşı kazandım gerçek oldu düşüm

Bilmeden çocuklarımız zorlu kışları
Çıkarsınlar doya doya yazın tadını

Çevirenler : A. Kadir - Asım Bezirci
 

 ͠    ͠    ͠    ͠

AYDINLIK

Hiçbir vakit tam karanlık değil gece
Kendimde denemişim ben
Kulak ver dinle
Her acının sonunda açık bir pencere vardır
Aydınlık bir pencere
Hayal edilecek bir şey vardır
Yerine getirilecek bir istek
Doyurulacak açlık
Cömert bir yürek
Uzanmış açık bir el
Canlı canlı bakan gözler vardır
Bir yaş vardır yaşam
Bölüşülmeye hazır

Çeviren : A. Kadir

 ͠    ͠    ͠    ͠

YAŞATMAK

Birkaç kişiydiler ancak
Yaşarlardı karanlıkta
Düşleyerek okşayan günü

Birkaç kişiydiler ancak ormanı seven
İnanırlardı yanan oduna
Ta uzaktan çiçek açan kokularına bayılırlardı
Örterdi onları çıplaklığı isteklerinin

Birleştirirlerdi yüreklerinde ölçülü soluğunu
Doğal yaşayışın o hiçten tutkusuyla
Yazları gitgide büyüyen

Birleştirirlerdi yüreklerinde gelen çağın
Bir başka çağa merhaba diyen çağın umudunu
Çölden daha dayanıklı aşklara

Azıcık kısacık bir uyku
Götürürdü onları gelecek güne
Dayanırlardı bilerek sürdüğünü yaşamın

Ve onların istekleri aydınlığı doğurdu

*

Birkaç kişiydiler ama
Birden kalabalık oldular

Her çağdaki gibi

Çevirenler : A. Kadir - Asım Bezirci  (**)

 






 39 

 

Paul Eluard, 14 Aralık 1895'te, Paris yakınlarındaki Saint-Denis'de doğdu. Babası muhasebeyle uğraşıyor, annesi terzilik yapıyordu. Geçimleri pek iyi değildi.

Eluard'ın çocukluğu Saint-Denis ile Aulnay-SousBois'da geçti. 12 yaşına basınca Paris'e geldi. Louis Blanc sokağına yerleşti. 16 yaşına kadar Colbert Okulu'unda okudu. Bir ara ciğerlerinden hastalandı. İyileşmek için İsviçre'ye gitti. İki yıl kadar bir sanatoryumda kaldı. Orada, 1912 yılı sonlarına doğru, Gala adlı bir beyaz Rus kızıyla tanıştı. Onu yürekten sevdi. İlk şiirlerinde hem bu sevgiyi, hem de açık bir gök altında ve karlarla kaplı kırlarda geçirdiği günlerin izlenimlerini anlattı.

Sağlığı düzelince Paris'e döndü. Gala da 1914'de Rusya'ya gitmiş, 1. Dünya Savaşı başlamıştı. Bu yüzden, Eluard, öğrenimini tamamlayamadan askere alındı. Hemen cepheye gönderildi. Önce sağlık eri olarak görevlendirildi. Ardından piyadeye ayrıldı.

Yoksunluklarla, acılarla dolu savaş ve askerlik yılları Eluard'ın üzerinde derin izler bıraktı. İlk kitaplarında bu izleri dile getirdi. 1917'de Ödev ve Tasa'yı, 1915'te Barış İçin Şiirler'ini yayımladı. Şiirler "Le Spectaleur" dergisinin yönetmeni Jean Paulhan'ın ilgisini çekti. İki genç sanatçı tanıştılar, kısa zamanda arkadaş oldular. Paulhan, onu günün öncü şairleriyle tanıştırdı. Breton, Soupault, Aragon, Tzara ve Reverdy'lerin çevresine soktu. Eluard'ın, 1916'da Rusya'dan dönen Gala'yla evlenmesi de bu döneme rastladı.

Eluard, savaştan sonra Dada hareketine katıldı. "Littirature" dergisinde Dada şiirler yayımladı. Gelgelelim, Dadalar 1922'de dağıldılar. Tzara'nın deyişiyle, "ayrılıp istifalarını verdiler".

Bu sırada Eluard, ressam Max Ernst'le tanıştı. Ernst'in gerçeküstücü (surrealiste) düşünceleri vardı. Bu düşüncelerin Eluard üzerinde etkisi oldu. Picasso'yla, Breton'la Chirico'yla, Dali'yle kurduğu ilişkiler bu etkiyi gitgide geliştirdi. Nitekim Eluard, bu etkiyle, 1934'e değin birçok gerçeküstücü kitap çıkardı : Acının Başkenti (1926), Aşk, Şiir (1929), Dolambaçsız Yaşama (1932), Halk Gülü (1934)... Bunlardan 'Aşk, Şiir' Gala'ya adanmıştır.

15 Mart 1924'te gizlice bir dünya gezisine çıktı. Öyle ki, birçok tanıdıkları, hatta arkadaşları onu öldü sandılar. Okyanusu, Antiller'i, Panama'yı, Yeni Zellanda'yı, Avustralya'yı, Hindiçin'i, Cava'yı, Sumatra'yı, Seylan'ı dolaştı. Yedi ay sonra bir Hollanda gemisiyle döndü. Marsilya'ya, oradan Paris'e geldi. Ama, ruhundaki fırtına henüz dinmemişti. Bu yüzden Belçika'ya, İngiltere'ye gitti. Bire süre de orada kaldı. Sonra İspanya'ya geçti. Dönünce Garcia Lorca'nın şiirlerini Fransızcaya çevirdi.

1939'da Gala'dan ayrıldı. Ama kızı Cecile ile ilişkisini kesmedi. 1931'de Nusch'la evlendi. O günlerin dünya olayları kendisini etkilemekten geri kalmıyordu. Bundan ötürü, yavaş yavaş gerçeküstücülükten uzaklaşmaya başladı. Artık şiirin insanlara yardım etmesi, kötülüklere karşı onları birleştirmesi gerektiğine inanıyordu. Doğal Akış (1938), Eksiksiz Türkü (1939), bu inancın belirtilerini taşır.

İkinci Dünya Savaşı patlayınca, Eluard yeniden askere çağrıldı. Fransa Almanların işgaline uğrayınca,
"Direniş" hareketine katıldı. Yurdunun kurtuluşu için amansızca çalıştı. Yazdığı şiirler gizlice elden ele dolaşıyordu. "Özgürlük" şiiri işte bu acı günlerin ürünüdür.

1942 yılından sonra Eluard, Fransız Komünist Partisi’ne girerek siyasete atıldı, toplumcu görüşle birçok şiirler, yazılar yayımladı. Şiir ve Doğruluk (1942), Alman Buluşması (1945), Siyasal Şiirler (1948) bu tür ürünleri kapsayan kitaplardır.

Eluard, 1946'da Nusch'u yitirdi. Bu ölüm sarstı onu. Ancak dostlarının ilgisiyle ayakta durabildi. Altı yıl sonra, 1952'de, 57 yaşında yaşama gözlerini kapadı. Ölümü bütün Fransa'da büyük bir üzüntü yarattı. Görüşleri ne olursa olsun, bütün aydınlar bu üzüntüyü paylaştılar. O kadar ki, Eluard'ınkine aykırı düşünceler taşıyan sağcı François Mauriac bile, şunlar yazmaktan kendini alamadı : "Fransa, büyük bir değerini yitirdi. Ne duruyoruz, niçin ulusal yas tutmuyoruz?"

Hazırlayan  : Asım Bezirci



Kaynak :
    * Dünya Şiir Antolojisi / Ataol Behramoğlu - Özdemir İnce (Pozitif Yayıncılık, 2013)
    ** Paul Eluard / Asıl Adalet / A. Kadir - Asım Bezirci  (Yön Yayıncılık, 1961, Birinci Basım)


[ Desenler : Pablo Picasso]


dizin    üst    geri   


 SÜJE  /  Paul Eluard  /  yirmi sekiz mart iki bin on yedi     21