Bir dilim limon ay
Gecenin şerbetine atılmış
Damaklarda yoğun bir tat
Yayılıyor
Boğazı geçerken
Dilimizin altında
Şamatacı bir kahkaha
Gülümseyen dudaklar pusuda
Berelenmiş karanfil
İnfilağa hazır
Bir deli gülüş kalır geriye
Avuçlarının içinde
Parmak uçlarının gösterdiği
Göçmüşler ülkesinden anılar
Kuyudan çekilmiş bulanık su
Hayat saçlarına dolaşık
Derisi yüzülmüş dünyanın
Nefesi, rüzgara uçuk
Bilincim, hüznümün verimli yurtluğu
Orada besleniyor içimin kara kargaları
Hal bu ki kahkaham, o eşsiz kuş
Yırtıyor kederin ağını
Havada bir yay çizerek şıngırdıyor
iyi geliyor boşlukta sallanan kristal avize
Zincirinden boşanmış olmayı isterdi
İsteyebilseydi heykel de
Savaş baltaları gömülmüş hissediyor millet
Bir süre kan akmayacak
Yıldızlı tavan altında
Kirli su, sis ve pus
Şimdi’si ödünç alınmış canlılarsa
Kendi aralarında konuşuyorlar:
Dillerinde lanetli bir dua.