DENEME

Cüneyt Yıldırım  







VAZGEÇMEK...



Bazen vazgeçmeyi bilmek gerek diye düşündü. Yenilgiyi kabullendi. Direnmedi. Terk edilirken ağlamadı bile. Vazgeçti. Bütün gün tıkınıp durdu. O an bir boşluğun içinde tepetaklak yuvarlandı. Tutunacak bir dal ararken parçaladı tırnaklarını. Yaşadığı rutubetli hayallerin kör camından baktı. Görebildiği tek şey, yamalı asfalttan geçen topuklardı. Avaz avaz bağıran hurdacıya satmak istedi elinde kalan kırık dökük hayalleri. Alacağı mandallar da anlaşıp anlaşamayacağını düşündü. Vazgeçti. Hayal kırıklıklarının hıncını, yarını için erzak toplayan karıncalara kustu. Öyle bir yöntem bulmalıydı ki, uzun sürmeden, uyur gibi terk etmeliydi ruhu mabedini. Elinde tuttuğu kör jiletle enine mi yoksa boyuna mı yarmalıydı bileklerini. Kan çıkar mıydı kirlenen bedeninden. Kim bilir belki de milyonlarca cenin taşıyan spermdi damarlarında dolaşan. Musluktan su akarken yamalı küvetine, çözemediği matematik problemlerini düşündü. Bütün gün boyunca ilk kez gülümsedi. Sonra mırıldandı. ''keşke ilk çözemediğim problemden sonra yok olsaydım. Daha az acı biriktirirdim kalbimde''. Sırf bu günü için aldığı İtalyan ceketiyle girdi ölümün soğuk koynuna. Bileklerini açtı, derin bir nefes aldı. Tereddüt etmemeliydi. Zira acıları katlanırdı. Öylede yaptı. Acımadı kendine. Tıpkı hayat gibi. Yırtıp attı bileklerini. Damarları boşalırken orgazm olur sanmıştı. Ama en kötü mastürbasyondan daha çok acı çekmişti. Şeffaf renk kırmızıya dönüştükçe, bedenini kaplayan sızı uyuştu. Yok olurken, gözlerinin takıldığı sararmış tavandaki garip şekiller göreceği son şey olmuştu...


dizin    üst    geri    ileri  

 



 33 

 SÜJE  /  Cüneyt Yıldırım  /  yirmi yedi mart iki bin on dört     3