Kabuklu kuru yemişin şiirden farkını tartışabilmek üstünlüğü herhangi
birini şair yapabilir, şiir yazdıramaz ama.
II
Şiirin öğretilebilirliği şairin öğrenebilirliği ile eşdeğerdir; sonuçta
her ikisi de şiiri ilgilendirmez.
III
Şiirin durduğu yerde duramayan, şair ünvânını giyinse de cılız
çıplaklığı görülecektir sadece; görene.
IV
Öküzün trene bakışı şiire bakışından farklı olmasa da şairin şiire
bakışı trene bakışından farklı olmalı en azından.
V
Kapakların himayesindeki bir şair, doğaldır ki şiir'i anlayamaz,
hissedemez onu.
VI
Şiirin ölü çocuklarına kitap sattıran şairler, yaşamaklı şiirin
gazabından kurtulamazlar. Kimse şair yazsın, şiir satsın için ölmedi,
ölmez!
VII
Şiir sıkıntıdır ve bu sıkıntıyı hafife almakla zaten baştan terk eder
şiiri sahnedeki ses; kapıdaki afişte büyük ve rengarenk puntolarla 'şair'
yazması değiştirmez gerçeği.
VIII
Azap ve haz kalıntıları şiirden sonra kalmıyorsa
şairde, şair bitmiş olabilir ama şiir bitme/miştir.
VIX
Şiirin muhatabı okuyandır. Şair çıkmazıdır bunun
tersi!