şımarık bir şiire dokundum
bir deniz dolusu renk kustu ellerime
gökkuşağını yıkayamadım terli suda
yüreğime çok dokundu kırık dizeler
saçlarından koparamadım yıldızları
paslı yağmurlara bıraktım rövanşı
balık sırtı adalarda yalnız bir kuşum
gel birlikte büyütelim dul veren sabır ağaçlarını
potkalımızı karşı kıyılara götürür bırakırsın
sen benim can simidim ol ben senin
kanatlarımın kırık olduğunu bilirsin
yeryüzünün ve gökyüzünün solduğunu
İşte biz yasa tanımayan, sınırı olmayan kokulardık yeşilden kalan
sevinçleri de koşardık üzünçleri de
çokça da geceye bayrağı teslim eden akşamlardık
ayla sarhoş olan akşamcılardık
belki de güne uyanamayacak en galiz küfürleriydik körkütük
uykuların
haydi bütün kediler göçmeden gel
dağ çiçekleri kıskanmadan dağ çileklerini