'ama fareler uyurlar geceleyin ‘ wolfgang borchert
eyvah’a sebepleniyor
tesadüf sokaklarında
savsaklanan bir tutam ay
yolunuyor parmaklarımız o nefti
kan mesafesine alışıyor nefes. kar
tadında rüzgarlar yalpalıyoruz gözlerimizden
küpünde dinlenen göç
içimizde hindiba
keder. uçuşup duran
bir plağı uğuldayan gecede
bir suret var varoş varoş karalandığım
ben. intiharlar makyajlayabilirim sana
saçlarımda kristal bir gül
ve bileklerimde biriken
suluboya jiletlerden
oysa çok uzağımızda eyvah
mermerini inleyen çiçek. aramızda
symrna’lı bir keman var
arafında kendini vakitsiz parçalayan
durmadan sızlanan bir ses herkes
durmadan şiir leşi umutlar
hep bozuk saatler satılıyor çarşılarda
devşirme fener iflah olmaz liman
mağrur kuklalar say ki soytarı aklım için
kuytusunu kemiriyor fareler
neyi üşüyoruz farkında mısın dökülüyoruz
o gümrah söylencesi durmadan yinelenen
kül ve is kalıyor sulara hürmetimiz
yağmalara veriyoruz geçmişi geleceği
ödüyoruz karanlığın renklerinden
ama kim …ama kim…dünyasına çarptıkça
bir kuka gibi kendinden de devrilen
ve bir su damlasını görünce duran…
bak şehir diyorum var bak parmaklarımdan
azabını eşeliyor amazon dağını takdis eden keşiş
hep o susuzluk
kar uyuklayan suret
kana diyorum onu saatlerce kanat
o takatsiz düş gözlerimizde savaş
geceye yıkılan göç
nachts schlafen die ratten doch
nasılsa
“duyulmayacak, yanıtlanmayacak son insan –
hayvanın son hayvanca bağırışı”