zaman kadar eskiydi o sokaklar
kader kuşları başımın üzerinde uçuyordu
bir kış masalında unutuldu çocukluğum
som mavi gök penceresini kapadı
ağaçların kanatlarında yaralı bir bahar
saymadım kaç renk düştü toprağa
nicedir ırmaklar geçer ırmaklar boğulur
kırmızı bir ay düşer geceye
o gök sanrısı ışık penceremde
gömleğimde haziran lekesi
boş bir evde yağmalıyorum kendimi