ÖYKÜ

Sena Özay   







ABDAL SERMEST


Ellerimi kafama götürdüm. Acelem de beklemeye takatim de yoktu. Andan kaçmak ve kaybolmak istiyordum. Beynimden geçenleri durdurmak için kafamı ceviz gibi sıkıştırdım ve çatlaklarından dudaklarıma bir siyah umut aktı.

-Ne olacak şimdi? Söyle Meriç ne oldu ne bitti? Bu beni öldürür mü? Yaşadığıma değdi mi?

Meriç elindeki tabancayı bir o yana bir bu yana çevirdi. Bana doğrulttu sonra kendine ardından duvara.

-Nerede basarsam basayım hiçbir fark olmayacak. Arkamızda bırakacağımız tek şey şu kovan olur. Kimse de üzülmez.

-Sen ölsen ben üzülürüm.

Söylerken düşünmemiştim. Sadece bir zorunluluk hissiydi bu. Üzülmezdim çünkü. Meriç de ben de bu hakikati biliyorduk. Meriç güldü.

-Seni öldürsem hiç üzülmem ama mutlu da olmam.

Tabancayı yere bıraktı. Boş rutubet kokulu odadan gitti. Çelik kapının sesi evde yankılanan son haykırış oldu. Tabancayla bir konuşmam oldu o gece.’Sen misin beni öldürecek olan?’ dedim. Sustu.’Ne kadar sürer ölümüm? Annem, Suna gelirler mi cesedi mi almaya? Annem elbiselerimi koklar mı? Suna özler mi beni? Meriç tabutu mu taşır mı? Nereye gömerler beni? Denizi görür mü mezarım? Söyle bana değerim olur mu ölürsem?’Silahın fısıldadığını duydum.’Yaşamadan ölünmez.’Silaha eğilip baktım ses yok. Arkama döndüm Meriç elinde rakıyla gelmiş. Bugün de ölmüş de öyle gelmiş. Satmış ruhunu, emeğini insanlara. O silahın değil birbirimizin, yalnızlığımızın, ruhlarımızın bizi öldüreceğini biliyorduk. Bir saat sonra bildiğimiz her şeyi unuttuk. Ne ölüm ne acı. Bilgisizliğin getirdiği baki mutluluk. O gece iki de kovan boşaldı. Geriye kalan iki mermi. Yaşamadan ölünmez. Bazı zamanlar ve yerler terk edilir, reddedilir. O gece ilk defa arkama bakmadım. İnsanların sırtlarını görmedim. O gece avuçlarımdaki silah değildi beni öldüren. Meriç, kalbinde üç delik. Biri doğuştan diğer ikisi benim hediyem. Silah değildi onu öldüren. Zaten dakikalar önce ölmüştü. Rakının içine koyduğum zehirden. Kesin çözüm demişti kadın, yüzde yüz temizlik. Meriç yıllar önce ölmüştü. Suna ile onu gördüğümde. Suna bana onu sevdiğini söylediğinde. Suna bana tiksinerek baktığında. O gece hissedilen tek duyguydu huzur.

dizin    üst    geri    ileri  

 



 13 

 SÜJE  /  Sena Özay  /  yirmi sekiz kasım iki bin on yedi  / 25