Şairin Ölümü
Bir telek düştü kanadından uçmaktayken
güvercin. Sallandı durdu rüzgârda telek
bir zaman. Bir zaman daha uçtu güvercin
Bir telek kondu omzuna yürümekteyken
şairin. Gökte güvercine bakındı. Alıp
cebine koyarken teleği. Yoktu güvercin
Bir an ürperdi çantasındaki Binbir Gece'nin
esiniyle şair. Yok. Sonraki günlerde aramaya
falan kalkmadı güvercini. Ama aklının bir yerinde
tuttu teleği. Mitosların devri çoktan geçmişti. Ne o
Simurg'du ne kendisi Alaaddin. Sonra belki
göçmüş, belki bir kediye yem olmuştu güvercin
Bin bilinmez kaçıncı gece güne evrildi ve kaçgöç
içinde yaşlandı şair. Bir imge uçtu gövdesinden
ölmekteyken. Sallandı durdu rüzgârda imge
bir zaman. Bir zaman daha okundu yazdıkları şairin
Bir rivayete göre ölümüne yakın yazmaktaydı
yeni bir şiiri. Kâğıt benzinde kordu gözleri. Mavi
bir alev sesinde: "Mısraı bercesteyi buldum" demişti
Bir şair dostu cenazesinde bulamadıklarını
söyledi son şiirini şairin. Yok. Ne telek vardı
ortada ne tabuta konan bir güvercin
Biri yalnız kederli kalabalık dağılmaktayken rüzgârda
süzülen yaprağı gördü. Alıp koydu cebine yaprağı
ve başladı dünyadaki serüveni yeni bir kelimenin