ŞİİR

Payanda   







Sorma Saatleri


kan değil biraz çiçek hastalığı belki
kıpkırmızı bir aşkın içerisinden
özsuyundan yayılarak birikircesine
neden anlattım sana postacılara ağladığımı
kimse bu kadar taşıyamaz yalnızlığı üstünde
soyunuksun bir yanın ki kısıtlı
tekrar dokunmanın köpüğü ve homurtusu
aceleci dönüşlerin…
sığınmalar kefensizdir yatağında bana
saçlarından taptaze gevişi hayatın
neden korkutmaz seni bu geçen zaman?
doyulmaz duraksız konuşmalara
her şey olduğunca
her şey oldurunca
şarabın içinde bir ot daha kaynatılmışken
hem de nasıl bir ellerle,
piyangoya yemin ellerle;
borsaya karşı ellerle,
utanca açık ellerle;
çay kokuları arasında amber ellerle
öylesine ki toprağın dişleyemediği
yağmurun bekçi diye dikildiği
uzun uzadıya ne çok ölümün getirildiği dünyaya
belki haberlerin sonrasında karalanmalar
sisli bir kalbin akşamına
çocukların güzelliğini vuracaklar
çivi de denmez şimdi sana
çivi de denmez şimdi aklımsıra
ne çok hatırlanır birazcık unutmaya
neden anlattım bunları sana sanki
kimse bu kadar taşıyamaz acıları üstünde!



dizin    üst    geri    ileri  

 



  7  

 SÜJE  /  Payanda  /  yirmi beş kasım iki bin on beş     13