ÖYKÜ

Hürriyet Bağcı   







GÜNLERDEN AYTEN


Televizyonda, Kral FM’de, İbrahim Tatlıses ‘Sarhoş’ şarkısını söylüyordu. İlk kez duyuyordum bu şarkıyı, ama çok etkilenmiştim, çocuklarım aklıma geldi. on beş ve beş yaşındaki kızlarım, annelerinin gece saat 01.00 de Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından, yataktan kaldırılıp götürülmesine tanık olmuşlardı. Küçük kızım anne gitme diyordu, elimi bırakmıyordu. İğreti oturduğum sandalyenin üstünde yüzümü ellerimle kapatıp ağlamaya başladım. Birden herkes başıma toplandı, bağıra çağıra kızıyorlardı bana: ‘’Burda müebbetlikler var, iki gün sonra çıkacaksın ne ağlıyorsun, milletin moralini bozuyorsun’’. Sağır dilsiz mavi gözlü, beyaz saçlı, koca göbekli kadın, yazması başından sıyrılmış bana elleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyor, kızıyordu. Birden şarkı söyleyip göbek atarak çevremde dönmeye başladı, diğerleri de ona katıldı. Ben gülmeye başladım, benim için oynuyorlardı, ben ağlamayayım diye, tabi bir de kendilerini bu tehlikeli duygu seline kaptırmamak için. Bizim masanın çevresinde dönüyorlardı, ben artık ağlamıyordum, gülüyordum. Beni unuttular eğlencelerine devam ettiler. İlk dersimi almıştım ilk günden: Burası zordur dayanıklı ol demişlerdi ve burada yalnız değilsin demişlerdi.

Akşam kapıların kapatılmasına yakın Ayten geldi, yeni hükümlü.

Yirmi yedi yaşındaymış ama on yedi yaşında gösteriyor, çok zayıf. Sara hastasıymış, sara krizi geçirdi gelir gelmez. “Bir yaşındaki çocuğum evde, kâlp hastası” diye ağlayarak anlatmaya başladı. “Bakacak kimse yok mu?” dedik, “Yok” dedi. Nasıl falan derken, ‘’Yedi çocuğum var, evde yalnızlar, haberleri de yok burda olduğumdan” dedi. Dehşete düştük. Kömürlük gibi bir yerde yaşıyorlarmış, elektrik, su yokmuş. Komşusu bir televizyon vermiş ve kendi evinden elektrik çekmiş. Babası, o bir yaşındayken ölmüş, on üç yaşındayken, üvey babası yirmi üç yaşında bir adamla evlendirmiş. Adam resmen başkasıyla evliymiş, bunlar imam nikahıyla evlenmiş. En büyüğü dokuz, en küçüğü bir yaşında yedi çocuğu varmış.

Mal beyanı yapmadığı için atmışlar buraya, yüz lira yatması gerekiyormuş çıkması için. seksen yedi lira kendi aramızda topladık, yarın da kalanı toplanırsa Ayten çıkacak.

“Günlerden Ayten, saat ya Ayten’e beş var ya beş geçiyor”, biri böyle dedi.

 



dizin    üst    geri    ileri  

 



 16 

 SÜJE  /  Hürriyet Bağcı  /  yirmi beş kasım iki bin on beş     13