KİTAP TANITIM- İNCELEME

Tahir Şilkan   







BOYNU BÜKÜK ÖLDÜLER


Yılmaz Güney, sinemacı kimliğinin dışında, ‘Boynu Bükük Öldüler‘ romanı ile ”Orhan Kemal Roman Ödülünü” kazanmış bir edebiyatçımızdır.

Yılmaz Güney’in diğer kitapları; Salpa, Sanık, Hücrem, Soba Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz, Oğluma Mektuplar, Selimiye Mektupları‘dır.

*

Boynu Bükük Öldüler, Yılmaz Güney'in ilk romanıdır.

Adana Erkek Lisesi'nde öğrenciyken hikaye yazmaya başlayan ve İstanbul Haydarpaşa Lisesi öğrencilerinin çıkardığı "Onüç" isimli edebiyat Dergisi'nde yayınlanan "Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri" adlı hikayesinden dolayı, komünizm propagandası yapmak suçundan bir sene altı ay ağır hapis ve altı ay Konya'da sürgün cezası ile cezalandırılan Yılmaz Güney, romanı Nevşehir Cezaevinde, 1961-1962 yıllarında yazmıştır. Yılmaz Güney romanı yazdığında 23-24 yaşlarındadır.

'Boynu Bükük Öldüler' ilk kez 1971 yılında Dost Yayınların'ca yayınlanmış ve 1972 yılı 'Orhan Kemal Roman Ödülü'ne seçici kurulun oybirliği ile layık görülmüştür.

*

Boynu Bükük Öldüler, Yılmaz Güney'in babasının ve kendi hayatından güçlü izler taşıyan, Çukurova'da Yılmaz Güney'in çocukluğunu yaşadığı köy çevresinde geçer. 'Boynu Bükük Öldüler', Çukurova'da tarımda makineleşme sonucunda işsizliğin hızla arttığı bin dokuz yüz kırk, ellili yıllarda, gerçek olaylardan yola çıkılarak yazılmış, toplumsal gerçekçi bir romandır.

Çukurovada ağaların, yoksul topraksız köylüleri sömürüsü, ırgat ve marabaların çaresizliği, köylülerin yoksulluk içinde sürüp giden "boynu bükük" hayatları, ağaları destekleyen tek parti iktidarı, tarlalara traktör ve makinelerin girmesiyle işini yitiren açlıkla karşı karşıya kalan köylülerin yaşadığı dram gözler önüne serilmiştir.

*

Yılmaz Güney kendi gözlemleri dışında, babasının anlattıkları ile yaşanmışlıkları gerçekçi ve içten bir anlatımla okura geçirmeyi başarmıştır. 'Boynu Bükük Öldüler', sağlam roman yapısı, dilinin güzelliği ve yalınlığı, anlatım gücünün yetkinliği ile başarılı bir romandır.


Yılmaz Güney, çok iyi tanıdığı, gözlemlediği insanların iç dünyasını, ayrıntıları, nesneleri işlevli kullanarak, sağlam bir kurguyla anlatmıştır.

Yılmaz Güney, ağadan ırgada, çocuktan yaşlıya herkesi tam bir gerçekçilikle anlatmıştır. Abartılı bir anlatım yoktur, Boynu Bükük Öldüler romanında. Romanı okuduğunuzda, anlatılan kişilerin, iyi ve kötü yanlarıyla, tutarsızlıkları ve insani yanlarıyla çok iyi anlatılmış olduğunu duyumsarsınız.

Yılmaz Güney, köyünün, köylünün gerçeğini, bütün yönleriyle, (insani, ekonomik, toplumsal) başarılı doğa tasvirleri, çok iyi çizilmiş karakterleri, sağlam kurulmuş kurgusu ve bütün gerçekliğiyle yalın, akıcı bir dille anlatır.


*

Tarlada iş bulamayan köylüler için büyük şehirlere gitmeye başlarlar. İş bulabilirlerse fabrikalarda çalışmaya başlayacaklardır. Fabrikalarda çalışmak, köyde çalışmaya kıyasla biraz daha avantajlıdır. Çalışma saatleri köyde 15-16 saatken, fabrikalarda 8-12 saattir. Aylıklar yüksek olmasa da düzenli ödenmektedir, köy hayatında kurban bayramından bayramına yenen eti şehirde yılda üç dört defa yiyebilirler.

Yılmaz Güney, romanda toplumdaki değişimin yönünü çok iyi anlatır. Artık hayat şehirlerdedir, fabrikalardadır, sanayileşmededir, ülkenin geleceği şehirlerde şekillenecektir. Köyde, ağalarla yoksul köylüler arasındaki uzlaşmaz çelişki, şimdi şehirlerde, fabrikalarda, işçilerle fabrika sahipleri, patronlar arasındadır. Şehirde çocukların okuyabileceği okullar vardır. Okul, eğitimle çocukların kaderi değişebilecektir.

*

Yılmaz Güney'in aşkı, sevdayı, dostluğu, insanların umutlarını, umutsuzluklarını, düşlerini, tutkularını ustalıkla anlattığı bir roman: Boynu Bükük Öldüler.

____________________

- Yılmaz Güney Portresi : Mustafa Çokbilir, 2004, 95 cm x 65 cm

içindekiler    üst    geri    ileri   




 42