Kollarımı uzatmışken Atlas Okyanusuna
Bu dev gölü kucaklıyorum
Çiçeği burnunda rüzgarın çürüyen beynimde
Topuklularıyla yaptığı altın taşa tapıyorum
Ben Orta Asya bozkırlarında
İnsanların gururuna ok atan bir bedeviyim
Soğuk kış sokaklarında
Göremedikleri ebediyim
Ayak altında kalmış hollerde
Parıldayan bir zemheriyi küçük gören ben
Nutku tutulmuş acizliğin doruğunda
Dev aynasında boyarken nefsimi
Diğerleri gibi çamurlu suyla pişmiş
Tadı damağımdan silinmeyen anlamlı hatıranın
Dutlarını toplar gibi benliğimden
İnsanlığımı toplayamıyordum
Bir araya getiremiyordum onları
Belki de
Bilmiyordum
Aşığı kalmış kursakların
Susamadığını denizlere
Çöllere susadığını
Anımsayamıyordum
Belki de ben
Bilmiyordum
Henüz öğrenememiştim insan olmayı
Altın kadehlerde
Ahlaksızlık burjuvazisini
İçiyordum
Anımsayabildiğim tek şey galiba
Sorduğum kendime
Neredeyim?
Ütopik dünya cennetinde