BİRKAÇ SÖZ 







[ Karl Marx ] 'tan...


SANATIN KÖKENİ


"İnsanın doğa duygusu, insani doğa duygusu, dolayısıyla doğal insan duyusu, insanın kendine özgü emeğinin ürünü olmadığı sürece, duyu ile zihin arasındaki soyut düşmanlığın sürmesi zorunludur." (1)

(...)

"Nesne; insanın kendisi için insani bir nesne ya da insanın kendisi nesnel bir insan haline geldiği zaman, insan, kendi nesnesi içinde yitirmiyor kendisini. Bu da ancak, toplumun bu nesnede insan için bir varlık haline gelmesi kadar, o nesnede insan için toplumsal bir nesne haline geldiği zaman, insan kendisi için toplumsal bir varlık haline geldiği zaman mümkün olmaktadır. O halde, bir yandan, ancak nesnel dünya, insan için toplumun her yerinde, insanın özündeki güçlerin dünyası haline (insani gerçeklik haline, bu nedenle de kendi özündeki güçlerin gerçekliği haline) geldiği zaman, bütün nesneler insan için kendi kendisinin nesneleşmesi haline, onun kendi bireyselliğini doğrulayan ve gerçekleştiren nesneler haline, onun kendi nesneleri haline gelmektedir, yani insanın kendisi nesne haline gelmektedir. Nesnelerin insanın kendi nesneleri haline geliş tarzı, nesnelerin mahiyeti ile ona özünde karşılık veren gücün mahiyetine bağlıdır; çünkü, olumlamanın tikel, somut biçimini belirleyen şey, bu ilişkinin belirleyici mahiyetinin ta kendisidir. Göz için bir nesne, kulak için olandan başkadır, gözün nesnesi de kulağın nesnesinden başkadır. Özdeki her gücün kendine özgü özelliği, kendine özgü özünün ta kendisidir, yani kendi nesneleşmesinin, kendi nesnel olarak somut, canlı varlığının kendine özgü biçimidir. Onun için, insan nesnel dünyada sadece düşünmeyle değil, ama bütün duyularıyla da olumlar kendini."  (1)

(...)

"Toplumsal insanın duyuları, toplumsal olmayan insanınkilerden farklıdırlar. Ancak insanın özdeki varlığının nesnel olarak ortaya açılan zenginliği sayesinde insanın öznel duyarlığının zenginliği (müziksel bir kulak, biçimdeki güzelliği görecek bir göz, kısacası, insana haz aldırmaya yeten duyular, insanın özündeki güçler olarak kendini olumlayan duyular) yetişmiş ya da ortaya çıkmıştır. Çünkü sadece beş duyu değil, ama zihinsel denilen duyular da, pratik duyular (istek, sevgi, vs.), tek kelimeyle, insani duyular da, duyuların insani mahiyeti de kendi nesnesi sayesinde, insanileştirilmiş doğa sayesinde var olurlar. Beş duyunun oluşması, şimdiye kadarki dünya tarihinin sonucudur. Kaba pratik gereksinmenin tutsağı olmuş bir duyu, kısıtlı bir duyudur." (1)

(...)

"Hem kuramsal, hem de pratik bakımdan, insanın özünün nesneleşmesi, insanın duyularını insani kılmak için olduğu kadar, insani ve doğalsal özün tüm zenginliğine karşılık veren insani duyuyu yaratmak için de zorunludur." (1)

(...)

Sanatsal Yaratı ve Estetiksel Algı

"Üretim, ihtiyaca maddi bir nesne sağlamakla kalmaz, o maddi nesne için bir ihtiyaç da doğurur. Tüketim, kendi ilk doğal kaba ve dolayımsız halinden sıyrıldığı zaman (ki onun o durumda kalışı üretimin hâlâ ilkelce kaba oluşuna bağlıdır) bir talep biçiminde nesne yoluyla ortaya çıkar. Nesneye duyulan gereksinme, o nesnenin algılanışından doğar. Sanatın nesnesi de (herhangi bir başka ürün gibi) sanat duyusu olan ve güzellikten haz alabilen bir izleyici kitle yaratır. Onun için, üretim, özne için bir nesne üretmekle kalmaz, ama nesne için de bir özne üretir." (2)
 


(1)  Karl Marx, 1844 Ekonomi ve Felsefe Elyazmaları.
(2)  Karl Marx, 1857-58 Ekonomi Elyazmaları'na “Giriş”.

Alıntı Kaynağı :  
Sanat ve Edebiyat / Marx - Engels - Lenin  Çeviri : Aziz Çalışlar / Evrensel Basın Yayın, 1996



dizin    üst    geri    ileri
   

 



  1  

 SÜJE  /  otuz altıncı sayı