DEĞİNİ

Kenan Kalecikli   







KONFÜÇYÜS BİLGELİĞİ


İnsanlık tarihinin en önemli bilgesi Konfüçyüs, M.Ö. 551 tarihinde, Kuzey Çin’in şimdiki Shandong eyaletinin Lu kentinde dünyaya geldi. Çin tarihçileri onun hayatındaki olaylarla ilgili en küçük ve en önemsiz söylenceleri bile kaydettiklerinden yaşam öyküsüne ilişkin bilgiler geniş ve karışıktır. Soyu, çocukluğu ve gençliği ile ilgili ilk açık bilgileri Szema Chi’en’in (M.Ö. 145-86) Shiki adlı tarihi anılarından öğrenmekteyiz. Kendisine isnat olunan Lun Yu adlı eserinde bizzat kendisi, çocukluğunun büyük sıkıntılar içinde geçtiğini belirtmektedir. Konfüçyüs’e ilişkin Çin’de yeni yapılan araştırmalar, onun annesinden ve dedesinden ders aldığını ortaya koymaktadır. Annesi Yan Zheng, bilge bir aile olan Yan Xiang ailesindendir. Altı yaşına gelince annesi Yan Zheng’den yazı yazmayı öğrenmiş, dokuz yaşında okula başlamış, on üç yaşına geldiğinde annesinin ona öğreteceği bir şey kalmayınca onu dedesinin yanına göndermiştir. Konfüçyüs on sekiz yaşında iken dedesi ölmüştür. M.Ö. 539 yılından sonra ölünceye kadar bir bilge olan dedesinden altı yıl süreli özel eğitim almıştır. Bu süre içinde ondan, altı marifet (sanat-hüner) diye adlandırılan, töre (tarihi gelenek ve görenekler), müzik, ok ve yay kullanma, araba sürme, yazı yazma ve hesap yapmayı öğrenmiştir. Dedesinin ölüm döşeğinde kızına: “Bu çocuğunun bilgisinin genişliği benim bilgimi aştı. Ondan büyük bir adam olacak,” dediği söylenir. Bununla birlikte O’nun, düzenli bir öğretimin dışında, karşılaştığı herkesten ve okuduğu her şeyden bir şeyler öğrenmesi olasıdır. Öğrenmeye merakı dolayısıyla iyi bir öğrenim görmüş, elde ettiği bilgilere herkes hayran kalmıştır. Aldığı eğitim ile ilgili kendisi şöyle demektedir: “On beş yaşımda kendimi öğrenmeye verdim, otuz yaşımda irademe sahip olabildim, kırk yaşımda kuşkulardan uzaklaştım, elli yaşımda göğün emrini öğrendim, altmış yaşımda sezgi yoluyla her şeyi kavradım, yetmiş yaşımda doğru olan şeylere zarar vermeden yüreğimin isteklerini yerine getirebildim.”

Çin’in klasik edebiyatı, kısmen Konfüçyüs tarafından bir araya getirilen kadim parçalardan, kısmen de Konfüçyüs’un kendisi ve öğrencileri tarafından yazılan yapıtlardan oluşmuştur. Zihninde tasarladığı dinsel yenileşmenin temellerini bu kitaplardan çıkarmıştır. Çin’de doğmuş olan dinler ile felsefelerin temellerini oluşturan bu yapıtlar, aynı zamanda Çin edebiyatının da en eski ve en klasik örneklerini içerirler.


Öğretisi

Konfüçyüs bir din kurucusu, ya da bir reformcu olarak ortaya çıkmamış, ortaya yeni bir şey koymak istememiş, ülküsünü geçmişte aramıştır. O, Çin geleneğinde bulunan yönetimle ilgili bilgileri toplamak, toplumsal yaşam ve törenlerle ilgili konuları bir araya getirmek, yaşayan ahlâk ve geleneklerin sürmesini sağlamak; böylece atalar kültüne dayalı Çin uygarlığını ortaya koymayı kendine amaç edinmiştir. Bozulmuş ve yıkılmak üzere bulduğu Kadim Çin dininin, Çin’in yaşamında en egemen güç olmayı sürdürmesini isteyerek onu canlandırmaya çalışmıştır. Bunu da , “Ben eskiye inanan biriyim; bir kurucu değil bir aktarıcıyım,” sözleri ile tanımlamıştır.

 

Konfüçyüs'ten  Aforizmalar

* Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner.
* Alkışı en sessiz şekilde karşılayan, alkışı hak etmiş demektir.
* Ağaç yaşken eğilir.
* Araştırma yapıldığı zaman ancak bilgi artırılabilir; bilgi artırıldığında ancak istek samimi olabilir; istek samimi olduğunda ancak akıl ıslah edilebilir; akıl ıslah edildiğinde ancak özel yaşam iyileştirilebilir; özel yaşam iyileştirildiğinde ancak aile yapısı düzeltilebilir. Aile yapısı düzeltildiğinde ancak devlet düzen içinde yönetilebilir.
* Aşk, dört nala giden at gibidir, ne dizginden anlar, ne söz dinler.
* Aç midenin cezasını yorgun ayaklar çeker.
* Asıl bilgi insanın cehaletini tanımasında yatar.
* Akıllı insan kimseyle yarışmaz, böylece kimse onunla yarışamaz.
* Adalet devletin hazinesidir.
* Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan sık sık pişman olunur.
* Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
* Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.
* Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Öğretmeyi seviyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.
* Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğret.
* Bir şeyi bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış. Bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et. İşte bu bilgidir.
* Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.
* Bir ülkede adaletin varlığı kişinin kendini özgürce ifade etmesinden anlaşılır. Bir ülkede adaletsizliğin varlığı ise kişilerin başına buyruk davranışından anlaşılır. İyi insanlar sorunları önlemek için çaba sarf ederler.
* Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir.
* Çizik olmayan bir çakıl taşı, çizik bir elmastan daha iyidir.
* Devlet düzen içinde yönetildiğinde ancak dünyada barış tesis edilebilir.
* Duyduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, yaptığımı anlarım.
* Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir.
* Derin olan kuyu değil,kısa olan iptir.
* Dinsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır.
* Durmadığınız sürece yavaş ilerlemeniz önemli değildir.
* Efendi adam, kendisinden çok şey, başkalarından az şey bekler.
* Eğitimli insanlar adaleti ilke edinir ve onu düzenli bir biçimde yürütür; onu alçak gönüllülükle kurar ve sadakatle gerçekleştirir.
* Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca asi olurlar. Küçük insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca haydut olurlar.
* Elde edilecek bir çıkarı olduğu halde adaleti düşünen, tehlike karşısında hayatını hiçe sayan, verdiği sözü unutmayan, tam insandır.
* Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula.
* Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikayet etmeyiniz.
* Gerçeği bilenler ile onu sevenler hiçbir zaman eşit değildirler.
* Güçlü olan, zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanına hükmedebilendir.
* Güleryüzlü olmayan bir kişi, dükkan açmamalıdır.
* Güzelliği sevdiği kadar, erdemi de seven bir insanı daha görmedim.
* Her şey bir güzelliğe sahiptir fakat bunu herkes görmez.
* Hiç kimse başarı merdivenini elleri cebinde tırmanmamıştır.
* Hiçbir şey eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz.
* İhtiyatlı insan nadiren hata işler.
* İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
* İnsanları niçin öldürüyorsunuz, biraz bekleyin zaten ölecekler.
* İsteyenler bilgilerini genişletmelidirler. Bilgilerini genişletmek isteyenler önce araştırmalıdırlar.
* İşlerin çabuk yapılmasını istemek, onların düzgün biçimde yapılmasını engeller.
* İdare etmek dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen yanlış olmaya kimse cesaret edemez.
* İyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen adamdır.
* İnsanların umutlarıyla oynama,belki tek sahip oldukları şey odur.
* İnsanlar ellerine neden silah aldıklarını bilseler o silahları parçalarlar.
* Karanlığa söveceğine, bir mum yak.
* Sözcüklerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsın.
* Sözcüklerin gücünü bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak olası değildir.
* Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, başkasına yapmamalıyız.
* Kendini affetmeyen bir insanın bütün kusurları affedilebilir.
* Küçük avantajların peşinden koşarken büyük başarılardan olabilirsiniz.
* Küçükler ot gibidir, büyükler ise rüzgar: Rüzgar ne yöne eserse, otlar o yöne eğilir.
* Konuşmaya değer insanlarla konuşmazsan insanları, konuşmaya değmez insanlarla konuşursan kelimeleri yitirirsin. Sen öyle biri ol ki ne insanları, ne de kelimeleri yitir.
* Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin. Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanin boyu hizasındadır.
* Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen kişidir.
* Okudum, unuttum, gördüm, hatırladım, yaptım, öğrendim.
* Nasıl ki elmas yontulmadan mükemmelleşmezse, insan da acı çekmeden olgunlaşamaz…
* Ne aradığını bilmeyen bulduğunu anlayamaz.
* Öğrenme ilkesi insanın temiz karakterini ortaya çıkarmak, insanlara yeni yaşam vermek ve nihai iyiye ve doğruya ulaşmak demektir.
* Öğrenmeyi sevmeksizin cömertliği sevmek vardır ki aptalca bir saflığa götürür.
* Öğrenmeyi sevmeksizin bilmeyi sevmek vardır ki zihnin gereksizce dağılmasına götürür.
* Öğrenmeyi sevmeksizin içten olmayı sevmek vardır ki onur kırıcı bir aldırmazlığa götürür.
* Öğrenmeyi sevmeksizin dobra olmayı sevmek vardır ki kabalığa götürür.
* Öğrenmeyi sevmeksizin açık görüşlü olmayı sevmek vardır ki umarsız bir asiliğe götürür.
* Öğrenmeyi sevmeksizin ilke sahibi olmayı sevmek vardır ki mantıksız bir zorlamaya götürür.
* Örnek insanlar adaleti anlar. Adaleti anlamayan adaletsiz olur.
* Örnek insanlar yumuşak huyludur ve öfkeden kaçınır.
* Öğretmek iki kere öğrenmek demektir.
* Sana bir şeyi nasıl bilebileceğini öğreteyim mi? Bildiğin zaman bildiğini anla, bilmediğin zaman ise bilmediğini anla.
* Susmak, insanı ele vermeyen sadık bir arkadaştır.
* Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.
* Tanrım bana kitap ve çiçekle dolu bir ev ver!
* Yaldızlı sözlerle erdem bağdaşmaz.
* Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

 

dizin    üst    geri    ileri  

 



 23 

 SÜJE  /  Kenan Kalecikli  /  yirmi dokuz eylül iki bin on beş     12