KUŞU SULAR İÇTİ
 tevfik h. şenyuva

 

 
 
 
 
 
" Doğrusu 

           bizler için de
                  tüm değerlerin üstündedir çalışmak.
Ve kendimi
        bir fabrika saymaktayım ben de.
..............

İş başına ! 
Canlı ve yepyeni bir çalışmadır bu.
Ve ağzı kalabalık söylevci takımı
değirmene yollansın dosdoğru !
unculuğa !
değirmen taşı döndürmeğe laf suyuyla ! "

Vladimir Mayakovski
(çev. Ataol Behramoğlu)
 
 

DÜNYA SOFRASI
 

Tanık değilim 
             yaşıyorum !


Ne çağ tanırım
            dizelerimde 
ne de çağdaş
- insandır benim tek çağım -

Ne sesimde
             bir sınır var
ne yüreğimde
             tek kişilere bağım.

Sesim
            İnsanlığın kalk borusu.
Yüreğim 
           bir dünya sofrası

ürün listesi       kütüphane
 
 


 

gözler
 

Siyah, sim-siyah
bir nalın çivisinin
başı kadar derin

                    gözbebekleri :

                    Selam getirirler bana
                    kuş kanatlı yıldızların
                    sevda türkülerinden. 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 
 
 
 

doğum


Uzak !
Çok uzak bir yerde
          - göğün ince
                    bir çizgiyle
          toprağa ekildiği yerde -

Uzun !
Upuzun yeşeriyor tohum
          - yeşeriyor
                    uzayan gecede
          sancılı bir doğum -

Ve bulutlar
yedi koldan
         emziriyorlar
                   toprağa
                   ışığı

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 
 
 
 

çekingen dostlara sitem
 

Görmediniz dostlarım benim
                   görmediniz 
yanaşıp da yamacıma
doruklarda deli rüzgar gibi esen
sevdamı görmediniz

Duymadınız dostlarım benim
                   duymadınız 
bir dem olsun limanıma
demirleyip yüreklerinizi
dalgalarca gövdelerinize çarpan
sesimi duymadınız

Anlamadınız dostlarım benim
             

doruklarda deli rüzgar gibi esen
sevdamı görmediniz

Duymadınız dostlarım benim
                   duymadınız 
bir dem olsun limanıma
demirleyip yüreklerinizi
dalgalarca gövdelerinize çarpan
sesimi duymadınız

Anlamadınız dostlarım benim
                   anlamadınız 
sel olup kökünüzü çürüteceğimi
sandınız da
mutluluğunuza yağdığımı
                   anlamadınız 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

 

güneş kuşatır geceleri
 

Gün dediğin 
           başlamamış bir çağ 
güneş kuşatır geceleri..

Bir damla su kadar derin geceler' çinde
uç verir göğüsleri tarihin;
           Ses verir
                    yeşil
           ses verir
                    yürek
           ses verir
                    demir
           ses verir 
                    ateş
bir gece sessiz
           bir kara
           bir soğuk
                   sessiz 
 
başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 
 
 

masalı bir sevda şiiri
 

kutu 
kibrit
ve kav

Sigara ucunda
          yanıyor yüreğim
ve gözlerim kanıyor 
          ellerinde

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

çekingen dostlara çağrı
 

Size karlı dağların doruklarında
bir dilim güneşten çıkardığım
üç rengi getirdim dostlar

Sarıyı getirdim
ki anlayın anlamsızlığını
insanı bitiren güvensizliğin ve kinin

Kırmızıyı getirdim sonra
uzak durasınız diye
ölümler anası savaştan

Ve en son maviyi getirdim dostlar
bir gök dolusu bir avuç
bir okyanus dolusu bir içim

Yitmesin diye umutlarınız
eksilmesin diye gözlerinizde
                                                    ıslak bir sevinç pırıltısı 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

şiircesine
                                                   -Cesar Vallejo'ya- 
 

Dünyayı çığlıklara bölen korku :
Çığlığı umutlara,
umudu çocuklara bölen...
          - bizim korkumuz!
 

Çocukları çiçeklere bölen coşku :
Çiçekleri güzele,
Güzeli geleceğe bölen...
          - bizim coşkumuz!
 

Geleceği sevince bölen tutku:
Sevinci doğaya,
Doğayı insana bölen...
          - bizim tutkumuz! 

İnsanı düşe bölen kuşku :
Düşü gerçeğe,
Gerçeği mutluluğa bölen...
          - bizim kuşkumuz! 

Mutluluğu yüreklere bölen utku
          - bizim utkumuz! 
 
başa dön        ürün listesi       kütüphane

 

 

 


YEMİN
 

El koyuyoruz gülüşlere
                        sevgiyle !
                        sevgiyle !

El koyuyoruz özgürlüğe

El koyuyoruz Dünyaya
                          bilinçle !
                          bilinçle ! 
Artık ne varsa

            ayakta kalan 
Artık ne varsa 
            ürüne duran

            Bizimdir hepsi

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

 

 

net'leme
 

Bugün
ne yarının önsözüdür
ne de dünün yası

Yeşil kokusunda
mavi göründü doğası

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 


 

ala gözlü şiir
 

Sobanın üstü kedi gölgesi
Cam buğusundan
perdeye sinmiştir 
                               kaktüs sesi

ve bir çocuk
gözlerinde öpüşler
buluşmaya gidiyordur
                               gülücüklerle

lambada binlik bir kahkaha
hiç yakılmamış bekliyordur belki de
- dudaklar ışığa ayrılı - 

Ala gözlü bir şiir geçer
sözcükleri yasaklanmış
gözü yaşlı dizelerini bırakıp da yüreğime

ve bir kız
gözlerinde bulutlar
buluşmaya geliyordur
                                       yeryüzüyle.. 

başa dön        ürün listesi       kütüphane 
 
 
 

 

gerçekler 
 

     -Düşsün yaprağın Adem
      Gerçekler görünsün !
Sen yazmadın tarihi
                                   Havva'nın rahminde

     -Hangi yalan kovmuş insanı cennetten?
Cennet daha kurulmadı ki !

     -Hangi yılan, hangi şeytan kandırmış insanı?
Keçi sakallı şeytanı mı Onyedi'lerin !

     -Düşsün yaprağın Havva
      düğümler çözülsün!

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

 

i. stravinski re majör orkestra konçertosu için
   sıska kara kayık
   cehennem gözlü çocuk
   küçük tatlı kız


"vivace"
 

Bir sıska kara kayık ilerliyor
bata çıka karanlıkta

ve yitik kahkahaları topluyor
cehennem gözlü çocuk-lar 
 

 
"aroso: andantino"

 

 

ve orda 
           kayalara demirli
küçük tatlı kızın 
sesini boğmaya çalışıyor
           yarasa çığlıkları
ve cehennem gözlü çocuk-lar
dümeni kırık
sıska kara bir kayıkla
yedeklerinde kahkahalar
küçük tatlı kızın sesine
          doğru
                     akıyorlar
 


"rondo: allegro"
 

dalgalar
          bulutlar
                    ve rüzgar
karanlığı saklayan beyaz
duvarlar
          örüyorlar
sıska kara kayığın yoluna

ve sıska kara kayıkta
cehennem gözlü çocuk-ların
kolları kürek
          aşıyor-lar dalgaları
kolları balyoz
          yıkıyor-lar duvarları

ve küçük tatlı kız
cennet bakışlı gökyüzü
bekliyor cehennem gözlü çocuk-ları 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

 

dem 
 

Kırmızı şarap burukluğunda
                             esiyorsa dem 
yaramaz bir sokak kedisi gözlerde
yalın-pençe dolaşmalı;

gün kokulu karanfile
ve
alev gözlü fırınlarda pişirilen
çeliğe benzemeli
                             sevdalı şiir 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 


 

yüzleri yalan-yüz
 

çöp tenekesi
bir kör kedi kendi
-pençesinde kaktüs dikeni- 
eşeler pislikleri

Ve ışık yutmuş
bir göbeği aydın
döker mavi tabakta
           güneşin kılçıklarını

bir yasaklar merasim geçididir 
           bu
öz-sansür karnavallarında
yüzleri yalan-yüz

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


 

bodrum katında
 

o binanın bodrum katında
suskun kıyıları kemirir dal
                                               -galar
o binanın bodrum katında
                                                 çığlıklar -nar kırılımı- duyulmaz
orda
-tavanda asılı
                      çamaşır gibi
                                                 suyu çekili çıplaklığın
uzamlarında
                      devir dönüşü bir
                                                  ölüm türküsü duyulur

orda
her gece
çıplak pörsük bedenlerin
sarsak adımlı
          yürüyüşlerinde
          sınırsız aşkların
          koridorlarda bulutlaşan
                         fısıltıları duyulur

o binanın bodrum katında
göz içinde
          bir göz kalmış
deri-kemik siluetleri 
telaşla.....kinle.......ve acı
titreye takırdaya
          bekleşir
          l
(oysa ölüm daha di enmektedir o binanın merdiven 
          r

                                                                              diplerinde)


o binanın bodrum katında
bazen öyle büyür ki
         diz boyu çürüyen sularda yalnızlık
taşıyamayacağım kadar ağırlaşır yüreğim!
         el verin dostlar
               el verin

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 
 

 

Venüsün doğuşu
 

Kuşları anlatsam
iri siyah pençeleriyle
mavi ağacın dallarına tüneyen
bir çift fabrika bacası gözlerin
gelir usuma!

Düşe kapılsam
gökyüzü volta vurur duvarlarda.
Dudakların arası
          bir şehir özlerim:
İnsanlığın en güzel şiiri Manifesto'nun
Her gün yeniden 
          ve yaşama yazıldığı

Gölgem beyaz çalar sokaklara
yıldızlardan inmiştir bilirim.
Bilirim teknoloji emzirir doğayı!
Köpüklerden değil
          ellerimizden doğar venüs.. 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

çağları örüyordu zaman


Güneşi gördüm 
                             titriyordu
Soğuk almıştı rüzgar
Nezle olmuştu yağmur
Denizin dili kurumuş
Toprağı sarmıştı çamur

Bir yıldız gördüm
Saklanmıştı yaprağın ardına
Yıldız düştü dalından
Yaprak asılı kaldı
                               sonsuzluğunda

Bir yamaydı ay
Gördüm...
-gökyüzünün delik yerine- 
Çağları örüyordu zaman
İpliği yetmedi
                        yarım kaldı tarih

Yorgundu
Dağlara yaslandı kar
Su sızdı kayaların dibine
Gördüm uzaklardan
                                     yırtılıyordu zar

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 

 


bir kurşun da sana
 

Bir kurşun da sana saklarım sevgilim
bebek gözlerine de yer ettiyse kuşku..

Bir kurşun da sana saklarım sevgilim
deniz suları dağları tutmazsa eşkıya..

Bir kurşun da sana saklarım sevgilim
sarmazsa güller pistonları..

ve asla eriyemeyecekse iki insan eli sevgiyle sımsıkı
bir kurşun da sana saklarım sevgilim! 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 


 

Goya "dev"
 

............................................bu panik
                                            bu duman
                                            bu göç
                                            bu dağınık....
sanmayın kaçtığımızı
-korkumuz yumruğu sıkılı bir dev
çırılçıplak gözdağı verir,
korkumuz umududur birleşmenin.

............................................bu terk ediş
                                            bu kervan
                                            bu yer bu gök
                                            bu gece....
sanmayın dönüşsüzüz.
-korkumuz kara sakallı doğurtgan bir erkek
ilerler,
içinde ve ötesinde gerçeğin!

başa dön        ürün listesi       kütüphane

 

 


 
 

Akar iki gözüm yaş çelikleşir

 

kuşu sular içti
 

Yağmurun
son damlaları düşerken saçaklardan
bir kuş uçuyordu gökyüzünde
ayaklarım altından

Ve yüzüm
uzanmış bana bakarken sudan
eğik başım 

öylece bakakaldım

uçan kuşun ardından

Kuş yitip gitti
bulutlanan gözlerimde

Kuşu sular içti

İki damla yaş
süzülüp yanaklarımdan
kuşu içen
                  sulara karıştı

başa dön        ürün listesi       kütüphane 
 
 
 

 

yüreğim aktı gözlerimden
 

Oturdum sümbülün dibine
sırtımı güneşe yasladım
                                            -çevrem sarıya kesti-

Kırıldı ilk ışıkları günün
Gül kırmızıya eremeden
                                             eridi renkler

Önce sözlerim döküldü
Sonra yüreğim aktı gözlerimden 
                                           -gördüm bahçe derleniyordu

Ekildim sümbülün yanına
Göğsüm kızıla kesti
 
başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 
 
 
 

r. korsakov "arının uçuşu" için
 

         a

           r

             ı
              ı ı
                 ı
                  ı

                   ııııı
                         ı
                          ı
                          ı
                           ı
 
 
                             öl

        -dü

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 


 

Goya "3 mayısta kurşuna dizilenler"
 

Süzülür gece
ölümsü sessizliğiyle
                                      tetiklerde
ve namlunun ucunda
solmayı bekler 
                                     çiçekler
sararmıştır zaman
sararmıştır sayfaları tarihin
ve yalnız gözlerde
                                     biriken
utancı saklamak içindir
o an
        tüm parmaklar

Süzülür gece
ölümsü sessizliğiyle
                                      tetiklerde
ve sırtları parlayan tüfekler karşısında
toprağın olmayı bekler
                                         çiçekler
Donmuştur yürekte zaman
kan ekilidir toprağa

Süzülür gece
ölümsü sessizliğiyle
                                    tetiklerde
Ve karanlıkta
                       sis bürümüş bir kara
tüm yemişli dalları
boğmak için bilemiştir
                                         nefretini

Süzülür gece
ölümsü sessizliğiyle
                                        tetiklerde
Görülüdür bütün gözlerde gün ışığı
Görülüdür
toprağa düşen insanların
                                               kapanmayan gözlerinde

başa dön        ürün listesi       kütüphane

 

 

Ak sakalı uzamış üryan sözdür şiir


 

aşka yaşamak
 

( Oysa yalnız seni istemiştim senden ! )

Öldü artık
                eski unutuşlar,
Kalbim suskun bir telefonun dirilişini bekler
çarpmak için;
fabrikaların horoz düdükleri
özlemine bölerken
               tükenen günlerini ömrümün...

Sessizliklerde 
gürültü ürkekliğinde arar kendini yaşamak.

Kokla, 
"çiçekler terliyor" dudaklarımda
                                                          sana sevda.

Ötelerde ne güzel bir sevişmek!

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 
 
 

aşkla başlar söze yaşamak
 

Hiçbir kavga daha yüce değil aşktan
Hiçbir aşk kavgadan öte
                   -ellerim çiçek taçlı bir baca
                                                 ellerim ece!

" Ko ellerini şehrin yalnız saçlarına " *

Hiçbir orman daha sıcak değil !
                                                 -ellerin rüzgar
                                                  ellerin tuz
                                                                  ellerin su

Aşkla başlar söze kavga, aşkla başlar yaşamak!

Billur Yılmazyiğit

başa dön        ürün listesi       kütüphane

 


 
 
 

mayıs-eylül-ekim şiiri
             ya da
         1.6-1.9- 17


Yaşamak 
         İki kişiliktir:
                   -Sen
                         bir intiharsın! 

Bu sözüm sana
         eeyy
                   yüzüklü mülkiyet!......

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


 

bir cehennem
 

Gölgem aynanın önünden geçer
                    kendine hayran
aynanın içinde esir bir ben
                   gövdemi yanına çeker

Kısa pantolonlu muzip bir ölüm
ıslık çalarak kaçar yanımdan
Gölgem de görüntüm de silinir
                   sırların içinde ilerlerim
                              yalnız 

Bir cehennem özlerim yangınları kahkahadan
tüm suları söndürmek isterim o an
gözlerimde bir istiridye açılımı gülücüklerle 

Damlayan alev toplarına dönüşür göz yaşlarım
ve öfke dilimin ucunda
                    dans ederek deler sessizliği

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


 

balıkçının serenadı
 

Ve nasırlarında "kan çiçekleri"yle* gelir evine mayıs
gülüşlü ihtiyarı suların.
Yakamozlar üşü-şü-yordur ay sularda yalnız !
                                              -kayaların oğlu dön!
 

Deniz örümcekleriyiz biz çocuğum
ağlar öreriz su diplerine
Besler mavi memesinden bizi o coşkun ana
rüzgar gözlü kızlarını salar koynumuza
Bir tohumdur oltamız kök sularda
yedi boğaz gül açan

 * Dursun Akçam

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


 

sevginin sunuluşu
 

Ellerim üşüyor umutların ötesinde !
Ölü günleri derliyor bir sensizlik.
Oysa sıcaklığımı paylaşmalıydım seninle;
terimi, soluğumu
ve o bitmez sessizlikte tek dostumu
yalnızlığımı...

Ah nasıl yalan söyler dizeler ?
Böylesi gerçekken güzellik !
Dalından kopmamış buseler
asılı dururken gözlerinde.

Çocuk sevinçleriyle yürek atışlarım
uçar adım aşardı bir sesinle hüzünleri
saçları yıldızları okşayan şarkılarla
kanatlanırdı mutluluk:
Unutulmuş göz yaşlarının solan gölgesi üstüne.

Düşleri geceden kovan bir çobandır sözlerim
Dinle !
Bulut adımlarla yürüyorum:
Ürkmesin diye ipek çiçekleri sevginin
terk etmesin diye yakamozlar suları !

Yaşlı balıkçının parmaklarından akan
kandır ayrılık kıyısız teklikte. 
Söndürme ışıkları
yorgun küreklerim koynunda dinlensin.
 

Hiçbir dağ rüzgarına değişmem aşk sonrası serinliği
bir gülümseme uyurken kollarımda güvenli ! 

başa dön        ürün listesi       kütüphane 
 
 
 

 

 

mor kuyu
 

Üstünde yürüdüğün kaldırımlar
adım seslerini taşır hala
San ki toprak kalkmıştı ayağa
San ki bir yapraktı sürükleyen 
                               bütün rüzgarı

                    -güneş bakışlı bir deniz idi (mi idi ) orman-
Toprak yüzlü kumral bir sabahtı gelen
Gölgesi yanık tül rengi bir gökyüzünün içinden

Kızaran alnını yasladığın o taş
                    -rüzgarın son (mu) yastığı-
milyon yürekte büyüyen
                     bir sevdanın bütünleştiği yerdir şimdi

Bil ki toprak kalkmıştır ayağa
Bil ki bir ( kaç bir ) yapraktır sürükleyen
                     bütün rüzgarı

Çağların bakir orospusu Dünya
İnsanın taze gelini olmaya çeyiz topluyordur
                     elbet 

Son kez bakmıştın ya güneşe
hani bir motorla göz göze gelmiştin son kez

İşte o güneşle motor
gerdek gecesi yüzgörümlüğüdür 
                    taze gelin Dünyanın

Gözü dönmüş bir şehvet
sinsi bir intihar gecesi hazırlıyordur belki de
                   düğün öncesinde

Tüm tecavüzlerden bakir çıkan orospuyu
Hiç kimseye yar etmemeye...

başa dön        ürün listesi       kütüphane

 

 
 
 
 

mişli gelecek
 


Yeraltında işlenmemiş / soğuk kara kömür denli
Göz alası bakirken gökyüzü :
İnsan yüreğini ısıtmaz tornadan, fabrikadan çıkmayan 

 YARIN ! oldu.....................
 

II 


Kuğular / ölüp dirilirken her gün yeniden
                                                                              şarkılarca
Gözlerde kıyılı sessizliklerdir yıldızlar mor denizlerle
                                                                              çoğalan

YARIN ! oldu......................
 

III


Umutlarla ölüler yan yana, kurutun göz yaşlarınızı
Yaşamak paylaşılmaz...

YARIN ! oldu.......................

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


 

kim(sen)indir
 

Mor çığlıklara bölünür Dünya, çağ bozumlarında..

Matarasında bir yudum deniz; cebinde bir tutam dağ/ilerler

Her aşk: yeni bir ölümdür / yaşanan !

Ölümü öldürür -durmadan- ölü doğuran biri..

Demlenir kahkaha ( Gizlisindedir bir acının ).

Islık çalarak yürür önümüzden "kırmızı atkılı" *  bir fabrika !

Bizlenmiş yalnızıdır kalabalıkların...

Notaları rüzgarla savrulup giden bir bestedir başlayan /
                                                                    Kim(sen)indir -paylaşın

Rengi buse, sesi sevda, dört köşeli bir üçgen kurulur sonsuza !
 

 
* Nazım Hikmet 
 
 
başa dön        ürün listesi       kütüphane