AY KÜSTÜ
tevfik h. şenyuva
 
 

 

 

ah kendi aynında

başkasını gördüğün için

bu yaşadığın tedirginliğin

sen o oldun mu hiç?
 
 


 

 

aryanna

seslerin ve öfkenin toplandığı
gecede bir yer vardır aryanna

ve yıldızlar ağarken uzaklara
kuğu boyunlu sokak lambalarının
yorgun gelinciklerce titreştiği
nabzın adımlarımızda vurduğu

bir yer ki yağmurdan yalın
dinle bak yeni bir şarkı
bir oğul gibi büyüyor ellerimizde

aşkı ve kavgayı kanla tanıdık
her insan ki birer başkenttir aryanna
birçok şehirler yitirdik biz

toprak ki çiçek açtı kanadığımız yerden
aryanna şimdi bulutların kavuşma zamanıdır
özgür bir gökkuşağı bırakmak için yarına

ürün listesi       kütüphane


 
 

aşklar ve ölümler

Aşk ve ölüm
kalbimin gizli dünyasında
bir ikiz ayna
birbirine dönüşür
biri diğerini yok eder
Aşk ölümün sularına dalar
ölümse aşkın karanlığına
karanlık sular akar damarlarımdan
sokakların yalnızlığına
doğrulan ilk insandan
uzaya atılan ilk adıma
de ki gözlerimdir
doğrulup yürüyen çağlar boyunca
adım at aşk
adım at ölüm
Aşk ve ölüm
bir ikiz aynada
yap boz bulmacalarla 

başa dön        ürün listesi       kütüphane

 

 

atlantis 


Kendimi bir buzdağına benzetsem haddim midir?
Haddimdir elbet kuşa benzemeye çalışıyorken sinekler
Çekingen sesim ve ürkek okşayışlarımla;
sığ sularda gezenler kavrayamaz nasıl derinleşir yalnızlığım
Atlantis yüreğimde uyur - o batık altın şehir...
İşte bundan böyle korkmam kendimden
Bir üfürdü mü öfkesini dudağımdaki duman
kaç pompei toz olur tarihten ki kitaplar hep eksik yazar
Sen saçları güneşe ayna tutan sevdamın nesnesi
gözlerimde dingin esen meltem rüzgarlarına kanma
nice haki fırtınalara yelken yedirmemiş
deniz fenerleridir onlar
İncinme sen için şimşekler hep içime batar.
Şimdi bir kül sessizliğinde caddeyi öpen adımlarım;
topuk çakmışlardır o cehennem gecelerinde
bunak bir tarihin alın çatına!
Ve bil ki yürüyeceksen eğer bu kan girdabında
kuzey yıldızından daha parlak değilse göz ferindeki dem
gök gürültüsünü kıskandırmıyorsa bastığın zaman yankılanan ses
kal!
sesim öyle bir har'ta çizer buğulanır gözlerin 

başa dön        ürün listesi       kütüphane

 

 

ay dolun 

uyumak ne mümkün
ay dolun
gece dul bir kadın yalnızlığında
üstelik hüzzam faslını geçmekte kar
tanburi
çınar ağaçlarından
İstanbul uykuda
sevdiğim uyuyor mu bilmem
kaç kişi var ben gibi
böyle gökyüzüne ağan
bir buluta kurulmuş
yıldızları dolaşan
küçük prensi arayan
gözlerle
bir gül geçiyor yanımdan
gülümsüyorum
bir parça kar suyu veriyorum
yedeğine
o da ıtırlı bir buse ile
teşekkür ediyor
yanağımda bir pembe
hoşça kal diyorum
bulut da yorulmuş ki gezmekten
kendimi birden
sallanan koltuğumda buluyorum
başucumda bir güneş
başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 
 

Ay Küstü

ay küstü
toparlayıp götürdü yıldızlarını
yakamozlar saklanarak balıkların sırtlarına
kendilerini
açık denizlere vurdular
gözlerim yuvalarından kopup
takıldı peşlerine
tanıdım suyu sıcaklığını
ve kayalıklarda ninni söyleyen ayın sesini
sonra
bir gözüm
çekilirken
ağ içinde bir tekneye
hiç üşüdünüz mü gün ışığından
sizler de

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

 

yanabilir


Behçet'in bir kalemi var
kurşundu tahtaydı yanabilirdi
Behçet'in beyaz sayfalarıyla bir defteri var
ağaç soyundandı yanabilirdi
Behçet'in bir masası var
lak cila kaplamaydı yanabilirdi
Behçet içki sever 
alkoldü uçucuydu yanabilirdi
Behçet gözlük altı bir sigara yakar 
yapraktı tütündü yanabilirdi
Şimdi defter kalemin özleminde
Masa yapayalnız
İşte şu bardak
Kül tablasındaki tek sigara 
ve biz
İçimizde ancak onun doldurabileceği bir boşluk
Behçet bir sevgi
ettendi içtendi yanabilirdi
 
başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

gece güzellemesi

hayal değil su kadar gerçekti
Meryem , İskender ve ben gecenin içinde yürüdük
birbirimize baktığımızda
gülünecek denli soluktu yüzlerimiz
ve gün lacivert yalnızlığında boyuyordu caddeleri
o an hepimizin suskunluğunda
bir dostun beynini parçalayan o kurşun
uykunun tek durak olduğu bu şehrin ötelerine sürüldük

işte diyorum
ölüm yaşamımıza bir başkent sessizliğinde girdi
duyan yok çünkü sesim
boşlukta yörüngesiz dolanmakta
ey çığlık sabrın kulak zarına saplanan
bir hançer olsun için adımlarımız
bu ölüm bu uykusuzluk

kan çekildi
sırtımızda terimiz soğuyor
uçamıyor gagası defne dalsız bir ıslak güvercin
Meryem hala öyle güzel
ve yanımda son ölümle ordusunu yitirmiş bir İskender

Güneşin altında söz anlamını yitirdi

 
başa dön        ürün listesi       kütüphane
 

 

 


gece uçan ikarus

gece uçan İkarosum
belki
belki
Hazerfan Tevfik Çelebi
balmumundan kanatlarımla
dolanıyorum boşlukta
Ay denli beyaz
bir kağıtta süzülüyorum
gece karanlık sözlerle
sen uzaklarda
yitik benliğim
sen uzaklarda
rüzgar ve toz
üfürüp yapışmış
gibi yıldızlara
gece uçan İkarosum
belki
çırılçıplak
sarılıp da yalnızlığıma
sarılıp
balmumundan kanatlarımla
Ay denli beyaz yokluğuna
 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


Güzeltme

Kendime soruyorum
hazır mıyım diye ölüme
hayır oluyor yanıtım
Ya ölüm:
o hep hazır bizlere
güzeltiyorum
ölüm bizim içimizde

hep varsın yokluğunda

Hep varsın yokluğunda

Savaş dalgalarının sürüklediği çakıl taşı
hep varım yokluğunda

Ölümün vuslat olduğu yaşamda
Aşk kapı komşu
Kırılır gün, uzak bir düş olur yokluğun
Ayarım kendimi yalnızlığa
bir yarım elma olur kimliğim
yerçekimsiz sallanırım dalımda
Bir rüzgar öper titrerim
hep varsın varsın yokluğunda

Bir içim tütün olur yanarım
külüm tenden ince
yaralı bir kuş olur kanadım
dumanı tüter
Bir kırık hüzün göçer Bosnalardan
kurulur, benliğimi çiçekler
Yarım kadehler doldururum hep kendime
hep varsın yokluğunda

Sen, evetine amin diyeceğim tek kişi
Kalbimin zambak saati
yıkılmış köprülerden ulaşıyor sesin
ve içimde uzuyor bir çocuk
Keskin nişancıları vuruyor gözleri
tüfekler boynu bükük duruyor
Gözlerinde büyüyen o soru...
hep varsın yokluğunda

 
başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


intermezzo

tüyü bitmemiş bir çocuktu geçmişim
kara-kızıl sakallara gebe
bir yanak

tüyü bitmemiş bir çocuktu geçmişim
ilk öpüş için dudakları
hep ıslak

tüyü bitmemiş bir çocuktu geçmişim
bir kadehte içti
çikolatalı konyak

tüyü bitmemiş bir çocuktu geçmişim
geleceği yitik
güne ağlayarak 

tüyü bitmemiş bir çocuktu geçmişim
ay soğuk
kar topu el yakarak

tüyü bitmemiş bir çocuktu geçmişim
sen ölümleri
yaşamla çarparak 

tüyü bitmemiş bir çocuktu geçmişim
gözyaşı
başaltı vuruyorum ancak 

 
başa dön        ürün listesi       kütüphane

 

 


İvo andriçe

Drina köprüsünden bakıyor musun ivo
Yine kan akıyor, bildiğin
Sava'nın kollarından
Tabutsuz zambaklar gömülüyor sulara

Drina köprüsünden bakıyor musun ivo
Gözyaşlarını ısıran insanlara...
Soluğu düğümlenmiş rüzgarda
Ay doğmaya; güneş aymaya utanıyor

Drina köprüsünden bakıyor musun ivo
Burada çocuklar öldürülüyor yine
Çocukça mutlu ihtiyarlar
Dünyaya üç maymunu oynuyor hala

Drina köprüsünden bakıyor musun ivo
Ölüler artık kendilerini yunuyorlar
Benimde öldü artık bir gözüm
Kendine gurbet bir kız sevdim

Drina köprüsünden bakıyor musun ivo
Kalbinin o berrak gözlerinden ağlıyor musun?
gülsün için insanlık
Sava'nın kollarını yıkıyor musun

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 


 

KEDİ-GÖZLÜ ÇOCUKLAR DENİZİ

Kedi-gözlü bir çocuk gibi duruyor önümde yaşam
Anladım, geçmişime dair ne varsa ki hep seçtiklerim
Ya da yeniden oydurulmuş bir ömrün hikayesi, hepsi bu
Bir kalemin ucunda havlayan yüreğimin susuzluğu

Bir tren geçiyor geleceğim ile geçmişim arasından
Çocukluğum bir yanda kısa pantollu bir gülüşle koşuyor
Diğer yanda kuşlar artık konmamak üzere havalanıyorlar
O kuşlar ki gözlerimizin denizinde bir daha görülmeyecek

Kimse yamalı bir kahkahayı sırtımda taşıdığımın farkında değil
Ne de ayaklarım altından akan şu toprağın kanlarının
Ben de bilmiyorum elbet gecede yıldızlar neden bir günü
Güne-bakan gibi yakmak için çakmaktaşı olurlar göğün

Birazdan sabah olacak ve herkesin uykusundan kalkacağım
Çünkü rüyalarınızda o sorulara terleten karabasan benim
Dünyanın tüm ipleri adına ve boşlukta süzülen bir sandal
O sandal ki gözlerinizin denizinde bir daha görülmeyecek

Elde var aşk şarap kahkaha ve özellikle ölüm
Hani her gün ardınızdan bir köpek gibi dolaşan ve aynada
Suretinizde kırılırken yüzünüz yalanlarla avunduğunuz ölüm
Badema dünyayı elifinden altüst etme demidir

Tanrı değil kedi gözlü-bir çocuk soracak önce
Son nefeste karşınıza dikilmiş bakarak geçmişinize
Onlar ki bu yer küreyi bir elma şekeri gibi yalamak ister
O soru kedi-gözlü çocuklar denizinde asla yitirilmeyecek

başa dön        ürün listesi       kütüphane 
 
 

 


KENDİME

iyi şarap bağından bellidir
asmadaki renginden

sen kadehinle bekle
boşa gitmez yıllanmışlığım

toprak denli cömert
dokunurum dudaklarına

ay ince tül gecelerde
dilinde dolandırırım tadımı

belki biraz buruğum ilk an
sonra bir düşle sarıveririm seni

ah yağmurla topraktan doğan hazzı
bedeninde tanı

belki üzüm belki de elmayım sana
üzülmüş sunuyorum cennetsüngün sevdamı

boşalmış bir şişe kalsa da benden geri
senliğin uzayına katacağım kendimi

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


ROLLER COSTER

Sarmal raylar üstünde
Uzuyor bir yanılsama
Çıkıyor çıkıyor çıkıyoruz
Hubble teleskopundan ; 
Path finder'a yitirdiğimiz yaşamı arıyoruz
İçbükey bir düşüşle 
Dönüyorum: başım dönüyor
Bir çesna iniyor Moskova ya
Yeşil planda afgan çetnik irtica
Varolma kaygısını kana taşıyor
Sonra tersyüz oluyoruz
Direksiyonsuz bir roller coster'ında
Ortak olan bir yalnızlığın
Ve çaresizlik
Tıpkı tarihin içinde olduğumuz gibi
Somali - etiopya - eritre
Hala aç
Sağlıksız çocukların paraları ile
Silahlanıp
Birbirlerini daha çok öldürmekle övünüyorlar
Bilim insan ömrünü uzatmaya kitlenmiş
Ölümsüzlük senaryoları peşinde
Oysa Hindistan'da yaºama 
Gözünü açabilmek peşinde milyonlarca bebek
Rollercoster sürüklüyor bizi
İniyor çıkıyor düşüyoruz
Düşlerimiz kilitleniyor
Hüznümüz Hollywood'un modern palyaçolarına
Kanser; a.i.d.s. ve uyuşturucu
Hollyfield'ın kulağı kahvemizde şeker
Roller coster'da döneniyoruz
Sarmal bir yalnızlıkta
İn çık bir çığlık
Gözümüzü kapıyoruz korkulara
Teröre.. açlığa.. savaşlara...
Vergilere.. zevklere.. biletlere
Ölümlerin bedelini ödüyoruz : 
Yağmur ormanları.. pandalar
Balinalar için sahte gözyaşları ile.
Roller coster hazzın doruğuna taşıyor bizi
Sevgilimiz ile bile hiç paylaşmadığımız

Roller coster yalnızlığımızın sanal doruğu..
Ortak korkumuz
Paylaştıkça yalnızlaşıyoruz
Unutkanlığımızı kanıksıyoruz
Dağılıyor belleğimizde adres defterleri
Dostlarımızın yüzleri silikleşiyor
Yükseliyor değerler
Alçalıyor yaşam.. Roller coster vagonlarında
Bir toplu cinnet
Reklamlar çakılıyor beynimize
Yerçekimsiz bir yalnızlıkta
Yükseliyor yükseliyor yükseliyoruz
Roller coster yükseliyor
Kişiliksiz bir yükselişle kişiliğimizde
Bilim insan ömrünü uzatma yollarını
Genlerde arıyor
Asya'da Afrika'da Yağmur ormanlarında
Yaşam sadece kobay
Sperm bankaları.. Organ nakli
Genetik ve sentetik mucizeler
Çil çil çilli çil para sahipleri için
Dünyanın diğer yarısı için
Daha hızlı ölüm üretiyor bilim
Daha fazla kan; daha fazla heyecan
Sarmal bir eksende unutuşu yaşıyoruz
Postacı bir Kevin COSTNER oluyor düşümüz
Gerçek dibe vuruyor...

Hangi karga izin almış konduğu daldan ?

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 
 
 
 
büst ve gövde


düşünceleri budanmış
arsız mantarlar gibi her yarı sarıyor büst
kişiliğinin gölgesinde ezilmiş 
densiz bahçıvanlarca derleniyor bahçe

tüm papağanlar saksağanlar
büstün sözlerini kekeliyor 
ve gövdeler göveriyorlar bahçede 
sadece imajdan ibaret gövdeler 

girinti çıkıntılarıyla 
kimlikleri yitmiş vizyonlar yürüyor 
aç kalabalıkların önünde 

büstün izinde bir güruh 
ağzı salyalı düşlerle izliyor gövdeyi 
kimi taş oluyor bir düşünce 
kimi taş gibi bir arzu imgesi

büst ve gövde esrik anlamlarıyla 
yapay tarihini yazıyor güdük insanların 
slogan ve şehvet 
alıyor sevgi ve bilincin yerini 
büst ve gövde birbirinden öyle uzak 
başımızda tuzak 

yalanı yenmeli yaşam 
sağlam gövdeler salim büstleriyle ayakta...

başa dön        ürün listesi       kütüphane 
 
 

 


moderato

bir dostun yüreğinde 
getirdiği tozdur emanetimiz
kıblemizdir sevgili 
yanağında
açan gülümseyiş
otur rüzgarı
yaprağı 
yağmuru oku
sen senden geç 
kendini bil 
benini doku
boş kağıt 
dolusundan dolu yazar 
bir dolun açar Ay
sonra yeniye kaçar 
varlık 
neliğini boşlukta bulur 
karanlık olan
tüm boşluğa ışığa saçar
yanıtlar yanıltır
seni
yanıtsız bul kendini 
sorularla çoğalarak 
saçma mıdır bunduğun 
anlam mı bulduğun
ya da bunduğun anlam
bulduğun saçma 
söyle gerçek 
hangi aynanın kutbunda saklı
saydam 
sözün sırı olmaz 
özü ara 
dağılsa bile gözünde görüntü
görünen gerçekten uzaktır
gerçeğin yüzü

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


kurşun asker

Barış ne zaman gelecek 
Diye sordu küçük kız 
Sen şimdi uyu dedi baba 
Sen uyuyup büyüdüğün zaman
Uyku girmedi gözlerine 
Küçük kızın 
Savaş ne zaman bitecek 
Diye sordu küçük kız 
Sen şimdi uyu dedi anne 
Sen uyuyup büyüdüğün zaman 
Uyku girmedi gözlerine 
Küçük kızın
Savaş ne barış ne 
Diye sordu kendine küçük kız 
Yanıtsız baktı yüzüne 
Kurşun asker 
Kız uyudu
Ama büyüyemedi....

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


gün dönümü

her gece ay 
bir parça buz kadehimde 
sen kipinden düşünürüm kendimi 
sokakta yalnız 
bir yıldız gibi
asılı kalbim
ıslak bir sessizliğe bürünür
rüzgarla bölünen 
ay erir kadehte
açarak rengimi 
gün dönümünü yudumlarım
sen makamı
bir aşk telaşıyla
uzak uykularından uyanıyorlardır
o sıra birileri 
hangi düşistandan yetişeceklerdir
günlerine 
sabah hayrına anlatılacak bir öyküdür 
belki de gece
bir kadehte 
aydan arta kalan ıslak 
ve klavyede
asılı bir es

başa dön        ürün listesi       kütüphane


 

 

su/red

suya yazıyorum kendimi
bir noktadan halkalarla 
büyüyor gövdem 

balıklarla kol kola 
tut ki yosun tuttu şişenin dibi 

suya yazıyorum kendimi 
toprak kokulu damlalarla 
yürüyor kanım

gülün güne gülüşüyle 
san ki dut yuttu bülbülün teki 

suya yazıyorum kendimi
susun

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


itiraf 

Fütursuz aşklar için 
Dünya 
henüz çok genç 
bir çocuk 
içimde
öldüğün gibi ol
olduğun gibi ölme 
diyor bana
bir soru parantezi 
açıyorum kendime 
artık gözüm üstümde

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 


 

ay gülüşü gök yüzün 

bir ben 
bile kalsam geceden 
söz edeceğim yine de
ay gülüşü gök yüzünden 
güneş bir örümcek 
gibi örerken günü 
ben geceyi 
ayın tanıklığında 
yıldızlarla bölüştüm
yalnız göz yaşlarım vardı verebileceğim
çocuklarca sevinip 
kendilerini yağdılar 
çıkıp sokağa
bir aydan adam yaptım
anısı kalır 
geceyi alıp 
beni bekleyenler var dedi ay 
güle oynaşa 
yıldızlar da peşinden
el bile sallayamadım 
içimde ay gülüşü gök yüzün
günle beraber 
aydan adamım erirken 

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 

aysar 


damarlarımda bir nehir 
                                            yükselir
                                                           alçalır
ay doğanda
                      aşar yalnızlığımı
                                                    ulaşır sana
saçlarını okşayan 
                                  bir meltem olur ellerim
gece gökyüzünde
                                 süzülürken ay
kendi gölgesinin 
                                düşünde yaşar benliğim
dizlerine
                 dayarım başımı
                                               ağlar gözlerim 
                                                                          dudaklarım açar
bir çocuk gülüşüyle
                                     geçer önümden 
                                                                    üç peri
gece çocukları korur biri
                                               diğeri sevenleri
öteki ayda oturur 
                                yıldızları serper üstüme
kanatlandırır düşlerimi
                                          damarlarımda bir nehir 
                                                                                     sana doğru

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 
 

 

pan 

gece dönende
                            bir ezgiyle sarılır
                                                             uykusuzluğum
ay 
      aynalarda ayarım 
                                        kendi bendimi
bir 
      bir düşer kar taneleri
                                              notalar donar
portede bir karabatak
                                         bata çıka
didikler 
                fa sessizliği
                                        fi deminde
uçar gider
                    dumanları kanat
                                                     dudağı pan
bir yaprak öper
                               toprağı kurur
kurulur
               epriyen yalnızlığıma
üfürür 
             bir fülüt sesinden 
                                               kar nefesiyle
                                                                         pan

başa dön        ürün listesi       kütüphane
 
 

 


 

eko

donmuş göl yüzeyinde 
                                             narcis yüzü
sayıklar
               son hecelerde eko
saçları kristallenmiştir 
                                          kırılır
ay hüzünlenir
                            gece
yıldızlarını 
                    denize döker
boğmak için
                         venüs'ün kıskançlığını
yitik tümcelerle 
                              ağlar eko
kar 
       olup akar
                           gözlerinden yaşlar
kendine tutsak 
                              su yalınlığında
                                                            yalnızlığına ağlar eko

başa dön        ürün listesi       kütüphane