___ SEÇ ___
Ürün Listesi
Yazar Bilgi
Yazar Posta
AŞK BOZUMU ZAMANI
tayfun ışıldar
aşk bozumu zamanı
ah ... gözlerim neden ağlamazsınız
yaprak dökümlerinde
aşk bozumu zamanı gel de
şarkı söyleyelim seninle
ne fark eder ki makam, gam...
doldur sen şu bardakları
rivayettir belki de,
yaşamın bir başka anlamı
07/01/2003
başa dön
ürün listesi
balbal taşına yazılan
(anısını her daim sıcak tutanlara)
ı
gidişin haberliydi,
radyoların haber bültenlerinde, adın...
anılmıyordu hiçbir sokak, çatışmasız.
ıı
onları... bilirsin sen,
ağlatmamışlardı hiçbir bebeği
zamansız.
boş ver artık anlamsız
-anı- yaşamayı.
aşk, vurulur her gece
sabahında kırılır eski vazo
dağılır.
ııı
arkandan söylenenleri
biriktirdim,
ihanet kavanozunda.
bilebilsen,
şimdilerde çok modasın
adınla başlıyor sabaha genç kızlar
unutuluyorsun
sonrasında,
balık belleği sanki yaşananlar
ıv
derinlik arama aşklarda
sudan nedenler de
vuruluyor, baharda çocuklar
bilinen repliklerde acıyor içimiz
anonslar,
itaatkar olmaya ayarlı
saatler
o vakit
sehpa, ip, masa, nasıl da uyumlular
iktidara,
v
son mektup yazılmalı babama,
sigara içilmeli,
son selamım dostlara...
nerde yenik bir çocuk ağlasa,
ben ölürüm
sanmayın siz sebebimsiniz
dağılır duman
dağılır zılgıtlar
tutanaklara düşerler, zamansız bir ayrılığı
geriye kalan bir çift kirli postal
bir kirli parka.
23/05/2003
başa dön
ürün listesi
kütüphane
yaşamak oyundu
oyundu yaşamak
şiirlerin düşsel gölgesinde
sığındığın mısralar sevgiliyse
yıldızlarla parlatamazdım sözlerimi
yalınayak bir yürek
bir çığlıktım kapındaki
gitmeler geceye rastlamışsa
sevişmelerde olduğu gibi
zamansız bir yenilgi değil benimkisi
tarihsel bir durum
gecenin şövalyesi, kandırabilmişse yıldızımı
bana düşen zifir bir gecedir,
saçlarını da al giderken
gecem uzamasın
ölüm sesli bir senfoni, ayrılığa...
içimin aynasından bakıyorum,
aysız geceye..
sandallar,
şarhoşlamış lodostan
sense kırılgan bir ayçiçeği,
güneşi olmayan.
ah benim kalbimin kızıl saçlı perisi
gitmelere değil,
"kiraz zamanına" hasretlik benimkisi
27/06/2002
başa dön
ürün listesi
kütüphane
savaş(ma)
palet seslerinde kirleniyor gece
bir ağıt gökyüzüne
bir sitem
sessiz dudak kıpırtılarında dua,
eller, başlar, secde etmiş
yaradan a
yaradan
yara
yar
zılgıtlarında sitem
yaşmağında gözyaşı
ekmeğinde yoksulluk
toprağında postal izleri
yazgında savaş
ah...bu hayasız paylaşım.
neye deysem savaş
neyi duysam savaş
savaş
savaş ma
14/01/2003
başa dön
ürün listesi
kütüphane
gidenlerin ardından
(anma törenlerine ince bir sitem)
anma törenlerinin vefasızlığında
düştünüz ateşe
bin daha yandık
andık...
güncesi olmayan seferlerin
belleği olmayan askerleriyiz
kurşundan askerler,
nereye koysalar,
orda kalıyor bedenimiz
ellerimiz ne kadarda itaatli
düşüp düzenin suyuna
imdatlar yazıyoruz pankartlara
kurtar bizi, kurtar bizi baba
akşam oluyor, soluksuz tıkılıyorsun odana
beyaz camda yalanlar dinliyor
öfkeleniyorsun kendi yalanına
olamıyorsun,
tarihsiz belleğine mezar taşları dikiliyor
sen ne sanıyorsun
aldanıyor
aldatıyorsun...
02/07/2003
başa dön
ürün listesi
kütüphane
gördüğümüz düşse eğer
beni senle,
beni aşkla vuran sevgili
düşüm senden uzak
sen bana yakın
aşkla durduğumuz,
bulduğumuz,
takılıp giderken öfkenin rüzgarına
yaşadıklarımız biziz aslında
gördüklerimiz düşse eğer
yaşadıklarımız nasıl dillendirilir
gezdiğimiz coğrafyalar şahittir ki
yaşadık...ölümüne
yüreklerimize düşen
hikayedeki elmalarsa
ben istemem, hesabıma
aşk yazılsın....
16/04/2003
başa dön
ürün listesi
kütüphane
hikaye
"adlarınızı arka arkaya yazsam
kaç ölüm bulunur, kartvizitinizde
yüreğinizi koymak yerine, satmayı seçtiniz"
caddelerden geçerken yaşam
durup bakmadınız, köşe başlarına
kaldırım taşlarına
minnacık bir yürek, hepsi
bakmayın siz büyük laflarına
uzanıp atlasın karton döşeğine
yıldızlar dolusu hayal kurmasının sakıncası yoktu
sadece polisten korktu
bali'ye bulanmış burnu
kapkaç'cı sicili vardı
adı telsiz anonslarında "bebek İbrahim" diye anılırdı
yağmurlu bir iş gününde
gene aynı iş üzerinde, kapmışken zulayı
göremedi karşıdan gelen arabayı
sonrası gazete kağıdıyla kapandı perde
gene aynı karton döşekte
giderken kimsesizler mezarlığına
kendi ayıbından değil dramı
yöntem aynı
gerisi hikaye ....
16/09/2003
başa dön
ürün listesi
kütüphane
hoş geldin...
ben geldim, kapım açık
sigara içimi uzaklıkta ayrılık
ayıpladım özlemlerimi
bir nefes alımı,
bir kanat çırpımı
hadi deyiversen
yağmurlar yağdırırdın susuzluğuma
özlemek iki nokta arasındaki boşluk gibi
sallanır... durur,
bedenimde
özlemek nereye dahilse,
ben yokum işte
aldatmasın menekşeler masamı
şimdi akşam sefası
açıver dimi ıpıslak
getir koynunda saklı kerahat vaktini
koy avlusuna
saklanmış arzuların
hadi durma tam kırnata havası
söylensin hep bir ağızdan,
bu kıyıdan kalkıp
karşı yakaya giden dalgalara
kalimera
kalimera
10/06/2003
başa dön
ürün listesi
kütüphane
ipil bir yağmur
"yağmura dokundum dün gece
o da bedenime"
yokluğun yağmur gibi yağdı,
çoğalan ince bir aydı
dolandı sevdaya usulcana
sevmeler ucuzladı yokluğunda
sevişmelerse vitrinlerde indirim...
oysa kağıttan kayıklardı yüreğimiz
şeytan uçurtmasıydı,
kırılgandı,
ay bir geceye
yıldızlara aldandı.
sonrasını sorma
içkiler tükendi,
tükendi söz;
ipil bir yağmur
taze bir ıslaklık kaldı
başa dön
ürün listesi
kütüphane
isimsiz acı
kanamalı geceleri sabaha taşıyan
sevdadır,
yaşanır,
sevginin kıyısıdır acı çoğalır,
belki bir gece
isimsiz acın azalır
başa dön
ürün listesi
kütüphane
sarhoş
"rakıyla vuruşmanın yenilgisi
dilime vuruyor.
alıngan çocuklar çiçekler,
kiracı olmuşlar masalara,
renkleri satılık"
I
istiklal caddesinin sarhoşuna
hoş geldin diyecek güvercinler
cebimdeki son ekmek kırıntılarını atacağım
sonra yürüyeceğim, yokluğuna
direklere yaslanıp.
II
yorgun bir akşam geliyor beyoğluna
incitilmiş bir tinerci
iki yeni sevgili,
ihanetler geliyor, usulca
pezevenkler köşe başlarında
telsiz sesleri,
kimliksizleri arıyor
kulak kirişte, göz oynaşta
kalbim rakıyla dalaşta
III
bankamatikler yersizleri ağırlıyor
kartonlardan döşek
ışıklardan yıldız kesmişler gecelerine
ah çocuklar kalbim nasılda ağrıyor
nasılda sızlatıyorsunuz
gecenin mekansız meleklerini,
IV
saatler, sizi gösteriyor zamansız
apansız bir bekçi iniyor gecenize
sonra soluğunuz
nezarethanede kanıyor
tutanaklarına düşüyorlar bedelsiz,
adınız adımdır,
yüzünüz yüzüm
ayıpsa bu hepimizin
28/02/2002 - 05/07/2002
başa dön
ürün listesi
kütüphane
kabeleriniz aşklarınız olsaydı
kabeleriniz aşklarınız olsaydı,
keşke...
tavaf ederdim,
ölünceye dek
bilseydim sevişmelerin duygusuzluğunu,
sabahlar mıydım hiç.
başa dön
ürün listesi
kütüphane
sona kalan duygu
kapı pervazında asılı duran
üzerliklerde,
nazar değmeyecek sandığımız
-astığımız-
yüreklerimizi
kırıp geçerken siyahi bir gece
öfkemizin haşmetinden aşk bile korktu
yoktu
kendi cüceliğine inat bir tutkuyu
öfkesinde büyütürken.
yanılmışlıkları yaşanmışlıktı.
aşktı:
insafı da yoktu
ellerin toprağa değerken bulduğu huzuru
nasıl anlatsaydı yüreğine
o son Spartaküs,
son Don Kişot'tu
20/02/2003
başa dön
ürün listesi
kütüphane
limandaki korsan
yüreğim, hangi limana bağlasam seni
alıp gitmek istersin yelkenlerini
rüzgarın aşığıdır
açık denizlerde gece olsun ister
sevişmelerini dalgaların
seyrederken kaptan köşkünden
seyir defterine yazılan aşklar
kalemlerde sevda biter de
umutlar başka bir limana saklanır
korsanlarda hercai bir telaş
kırılgan yüreklere demir atmanın zaferini
kutsadılar şarapla bir balıkçı meyhanesinde
meze niyetine yenen yalnız kalplerdi
çingenenin kemanında çigan bir melodi
kadınını elinde hülyalı bir gül
çıkarıp attı masaya
savruldu etekleri
savruldu iki bacak, iki el, bir yürek
iştahlıydı korsanın elleri
yüreğim, hangi limana bağlasam seni
alıp gitmek istersin yelkenlerini
çingene kadın,
korsanlar...
herkes gitti dipsiz sevişmelere
kırık kalpler yeni bir geceye
meyhaneci karısına,
kemancı başka bir ezgiye.
kandilini söndürüp yüreğimin
çapasını çektim aşklarımın
artık hiçbir limana
hiçbir denize sığmaz yüreğim
28/02/2002
başa dön
ürün listesi
kütüphane
gözlerinde marmara
son(baharlı) bir sabahtı
marmara ya bakan gözlerinde korku
değil, gecenin duvar yazıları vardı.
devriyelerin düdüklerinde kuş ölüleri
ne kadar çoktu,
oysa,
kendi çeliğinden korkan namlu
vurabilir mi beni
boşuna bir telaştı,
her gece bir gündüze,
aşka yatardı
biz sana sevda çekerdik,
karakollar bize
korkuyu kandırdığımızdan beri
ardımızda,yeni bir tarihin
resmi olmayan sesi duyulurdu.
marmara'yı kucaklayan gözlerinin mavisinde
gençliğim dururdu.
başa dön
ürün listesi
kütüphane
sana dair
sabah deniziniz güzel koksun diye
gece
ölen bir aşkın çiçeklerini attım.
mavinize
31/01/2002
başa dön
ürün listesi
kütüphane
sevgiyle sevilen kadına
seni düşünüyorum
düşüm oluyorsun
canımdaki alıcı kuşum oluyorsun
yetmiyorsun,hüzün oluyorsun
yanımda değilsin ama
sevgilim oluyorsun
paylaşalım derken yaşamı
tamda yanı başımdaydın derken
aramışlığım,sevdam,sevgilim derken
gecem oluyorsun
cama anlımı dayıyorum
yağmurum oluyorsun
kavga derken,yoldaşım
birden dönüp bakıyorum yok oluyorsun
yokluğun felaketim oluyor.
anlamıyorsun
bekle dediğimde yüreğine
martı oluyorsun sonsuz denizlerde
kuş uçumu hayatı geçiyoruz
sen kuş kanadı oluyorsun
bense ateş böceği
sonrasını bilmiyorum
hiç ummadığım bir yerde
yaşanmamış bir aşkın baş kadını oluyorsun
bekliyoruz sesini
bekliyoruz gölgeni
sen gene senin oluyorsun.
seninle okyanusları özlerken
sesinde türküleri beklerken
paylaşmak varken yaşamı
sevdamızda direnmek varken
yaşanmamışlıkları sana
yaşanacakları geleceğe teslim edip
demirlerini çekiyorum yüreğimin
bu denizde gene senin resmin
seyir defterime seni yazıyorum yine
suskunluğum tarihe değil
suskunluğum sana,
sakın unutma galibi değilsin aşkın
elini tuttuğum o yerde
o kıyıcıkta
gene ben olacağım aynı saatte
bak ellerim ay ışığı gözlerimde deniz tuzu
bayrama gelen çocuklar gibi kapındayız
aç kapılarını baharlar girsin içeri
uzat fındık kabuğu saçlarını
karınca ellerini
at yüreğini denizin kıyısından
aç yüreğini
yoksa sonumuz yitik bir sonbahar
15/11/2001
başa dön
ürün listesi
kütüphane