RUBAİLER
 ömer hayyam
 

 

 

" Gökyüzünde bir öküz vardır ki adı Pervin yani Ülker'dir.

Başka bir öküz de yerin altında saklıdır. 

Araştırmacıların yaptıkları gibi zeka gözünü aç da

Bu iki öküzün arasında ne kadar eşek bulunduğunu gör!"





I
 
Çok eskinin gizlerini ne sen bilebilirsin, ne de ben. Bu gizemli kelimeyi ne sen okuyabilirsin, ne de ben. Senin ve benim söylentilerimiz perdenin öbür tarafındadır. İndiğinde perde ne sen kalırsın ne de ben.
 
ürün listesi
 
 
 
 
 
II
 
Kişiliklerinde beceri ve erdem üstünlüklerini toplayan ve olgunluk dostlarının ışığı olan birçok  kimseler bu karanlık gecenin içinden çıkış bulamadılar ve birer efsane söylediler ve tekrar uykuya daldılar.
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
III
 
Bilgiyi rehber edinenler yazık ki öküzü sağmaya çalışanlara benzerler. Onlar aptal kıyafetine bürünmüş olsalar daha yeridir. Çünkü bugün bilginin karşılığı çarşıda bir tutam ot etmez.. 
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
IV
 
Bizi içinde döndüren bu devranı ben sihirbaz bir fenere benzetiyorum. Güneş onun ışığı, evren fanusudur. Bizlerse bu fenerin içinden hayran hayran geçen gölgeler.
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
V
 
Ey yazgı, sen sürekli alçağa onur, mal ve mülk verirsin. Oysa ötede arınmış biri açlığını gidermek için rehin verir. Böyle bir yazgının yüzüne tükürmemek elde mi?
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
VI
 
Her sabah vakti horoz neden öyle feryat eder, bilir misin? Şafağın aynasında yaşamından bir gecenin daha geçtiğini ve senin aymazlığını görür de ondan!
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
VII
 
Madem ki bir kere öleceksin, bir kerelik ölüver! Bunun için çaresizleşmenin anlamı nedir? Farzet ki biraz kan, pislik ve bir miktar damar ve deri parçası hiç yokmuş! Bu o kadar üzülecek bir şey midir?
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
VIII
 
O saray ki göklere dayanırdı, o saray ki padişahlar eşiğine yüz sürerlerdi. Biz onun damına konmuş bir kumru gördük, şöyle ötüyordu: Hani o günler, hani o günler!
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
IX
 
Şu gökyüzündeki yıldızlar akıllı insanları boş yere düşündürüp yoruyor. Sen sakın akıl ipinin ucunu elden kaçırma! Çünkü dünya işlerini tasarladıkları sanılan yıldızların kendileri de hayrandırlar...
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
X
 
Bereketli şehirleri ve kırları çok dolaştık. Bütün ufukları gezdik. Bu yoldan kimsenin geriye döndüğünü işitmedik. Yolcu gittiği yoldan bir daha dönmedi.
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
XI
 
Mutluluk peşinde koşan bu akıl, günde yüz kere sana şöyle der: Sen şu dakikayı hemen fırsat bil,  zira ot değilsin ki bir kere biçildikten sonra yeniden topraktan süresin!
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
XII
 
Şarap içmek ve keyiflenmek benim ayinim, hem küfürden, hem dinden arınmış olmak dinimdir. Dünya denen geline senin ağırlığın nedir diye sordum, senin güleç gönlün benim ağırlığımdır dedi.
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
XIII
 
Şeyhin biri bir fahişeye, sen sarhoşsun ve her an başka bir adamın tuzağına düşersin, dedi. Kadın böyle cevap verdi: Ey şeyh efendi, hakkımda ne diyorsan ben oyum. Sen de acaba göründüğün gibi misin?
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
XIV
 
Menekşenin giysisine renkler sürdüğü ve gülün eteğine tan yelinin el attığı ortamda gümüş gibi beyaz ve ışıltılı bir güzelle birlikte şarap içen ve içtikten sonra da kadehi taşa çalan adam, akıllıdır.
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
XV
 
Ey yalancının söylevine katılan ve iki günlük yaşam için didişen kimse, öldükten sonra acaba nereye gideceğim mi diye düşünüyorsun. Şarabı benim önüme koy da nereye istersen git!
 
başa dön        ürün listesi
 
 
 
 
 
XVI
 
"Ey benim yakın dostlarım, beni şarapla besleyiniz. Kehribar rengindeki çehremi yakut gibi kızartınız. Öldüğüm zaman beni şarapla yıkayınız, Tabutumun tahtasını da asma kütüğünden yapınız!"
 
başa dön        ürün listesi