-
-
-
- ŞİŞELER
/ 2
- mustafa
yavaş
-
-
(Edebiyat ve Eleştiri, 1993 / Sayı:6-7)
-
-
- I.
Yorgun. Uzanacak. Zihninde toplayacak ebemgümeciyi. Dili döndüğü kadar ileri gitsin. Parsayı da toplasın gönlünde.
Gayret, omurgalı hayvan, bir an dik dursan kafi. Şen oduncuların ormanına sığdırılmış toplu masal adımlarının izini sürmüş; bayrak bezine işlenmiş yürek çarpıntısını göğü kılmış... Şimdi, olmanın çelik sıkıntısı. Kapatılamayan etkinlik, salt kendinden uzak durmak için zehir bir dil, inmeli, nerdeyse kaskatı.
Bir fahişeyi doyuramazsın sen, seni doyuramazsın.
ürün
listesi kütüphane
II.
Olmadığın yerde başlatılan şenlik, yakılan ateş, kurulan ocak, derli toplu haz, belgelenmiş mutluluk, tüketilen gece, başarılmış gelecek; sen olmadığın için.
-
- başa
dön
ürün
listesi kütüphane
III.
Nerde kâbe var gönyeni koy, doksanı bul, dikine git dendiğinde, diyenin göz akı öfk'e gelmiş beni göremezdi.
Benin kokularını sürünmüş, zırhlarını takınmış şarlatan sorguya geliyordu; başarmaya.
Zihnin sayısız engereğiyle korktum.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
IV.
Kara lanetin tatlı uyku vakti, mumun söndüğü yere gidiyorum, çayır çingenelerinin çektiği bu at arabayla.
Az sonra bana, "bizdensin", diyecekler.
Tüm dillerde yasak olanı akıtacaklar ruhuma.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
V.
Gerçekte fire ve yığınla posanın beni kan tutması gibi tutacak olmasından korkum için hınçlı bir dinginliğe... gözlerimi ziftlenmeye uğratıyorum.
Şeytan bacı, şürekanızdan erk diliyorum; siz gidilerin üç kez vurduğu tahtadan erk istiyorum.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
VI.
İnanmaların yüküyle ağır, katmerli tebessümlü yenginlerin öğütleri iletiliyor; ağır bir başyapıt yaşadığı söylenen onların.
Helezon tarihe bakıyorum: oynak ışıkta bir izdüşüm.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
VII.
Vaad eden tiksinişe değil; korunaklı karşı koymaya; tenezzüldeki hoşgörüye... hepsine küreği anlatmalı.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
VIII.
Döndüren tad bu. Bir eğrinin duvarında. Sokan dilin, unutan çıbanın hayat suyu kusturan tutkunluğu.
Su veren yoksul istemiyorum.
Acıyan düşkün, yeltenen sefil istemiyorum.
Olanaklı olan ne varsa...
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
IX.
Kıraçlığın alışkanlıklarını edinmeliyim.
Sis gelinciklere iliştiğinde gözüme görünen, yoksun olduğu sanılandan yoksun olmayan gün olmalı.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
X.
Arştan yoksun, işarete değin yürüyüp nevrimi döndürebilirim.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XI.
Kıyım boyunca yürüyebilirim.
Konulu bir yalnızlık yerini tutabilir çürüten nemin.
Kıyım boyunca siluet kalır.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XII.
Kerelerce panik içinde serinkanlıya koşturan, kendi yüksek inci topuğundan düşerek: ölçülülüğün biriktirdiği hırçın tortuların arasına.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XIII.
Daha derinlerde bir-kaç yüz sözcük... suretlerinden soyunuk bir yüz, ne de ezilesi, sana verildiği kadarıyla dolmaktan paslı bir kap.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XIV.
Olmayan dilliyordu.
Garip biçimler ses çıkarıyordu
Ben aşinalık duyuyordum.
Ender güzelliklerin toplamıydı bu sıkıntı.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XV.
Kendisini kendi ellerinde bulan -aniden- onlarcasının gördüğüm taşlardan yapılmamış olmaları.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XVI.
Düne saptığımda, şezlonglu beldeye, sindirilmiş öğütler rahatlığına, ışık hep azdır.
Bağışla.
Gidene ne denir...
Senin uzanmış elin var ama tutamaz ki o elsiz.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XVII.
Tanrım, dedim.
Dilegelişlerden uzak tut beni.
Onca renklerle barıştan sonra tek bunu istiyorum.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XVIII.
Gidiş: Bir küf kolonisi gibi yanyana-üstüste yaşanacak günler istemeye.
Kaynak tükenene dek şölen!
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
XIX.
Gelinen bu yerde: biten bir çizgi, başlamayan bir çizgi, inatla silik iz.
başa
dön
ürün
listesi kütüphane
|
|